Bugünden Yarına
reklam
30 Temmuz 2014
Bugünden Yarına

Bugünden Yarına

Üniversite hayatına başlayacak olan öğrenciler, geçen hafta tercih sıralamalarını yapıp beklemeye başladılar. Uzun lafın kısası mesleklerini seçip, dört-beş yıl sonra çalışma hayatına başlayacakları yönü tayin etmiş oldular.

“Puanım ya yetmezse!” diyerek belki de hiç düşünmedikleri, hatta bilmedikleri alanda bile tercihte bulundular. Herhangi bir üniversitenin çoktan seçmeli bölümlerinden birine kayıt olmak adına yaşanan bu çıkmazda, ailelerin baskı faktörünü de gözardı etmemek lazım. En nihâyetinde, “Aman boşta kalma!” diyenler onlar! Çoğu öğrenci içinse sonuç apaçık ortada: Belki de hiç yapmayacakları bir meslek dalında, akademik kariyer yapma imkânı. Velhâsıl-ı kelâm, ‘üniversite mezunu olmuş olmak için’ yapılan hatalar zincirine eklenen yeni yeni halkalar…

Peki, ama ne uğruna?

Cevap oldukça yalın: Üniversite mezunu olup, kolay iş bulabilmek uğruna!

Çalışma hayatında yaşanılanlar ise maalesef ki bu durumun, pek de böyle olmadığını gösteriyor.

Ülkemizde o kadar çok üniversite açıldı ki; birçok öğrenci ve ailesi, bu okulları tercih sırasında duydular. “Öğrencilerin, üniversiteye ne kadar sağlıklı yetiştirildikleri” konusu alenen tartışılırken, aslında yaşananlar; öğrenim sisteminin ne kadar hatalı olduğunun apaçık göstergesi konumunda…

Günümüzde olduğu gibi, gelecekte de olması kuvvetle muhtemel ‘üniversiteli işsizler ordusu’na taze neferler kazandırıyoruz. İşsizlik sancısıyla kıvranan o kadar çok mezunumuz var ki; “Yeter ki iş olsun!” düşüncesiyle ilk buldukları ve kendi becerileriyle tamamen alakasız işlere başvurmaya başladılar. Bu durum, bir an önce çalışma hayatına girip düzen kurma derdine düşen gençlerimizin hatası değil aslında. Yaşanılan açmazların tek suçlusu var. O da; mevcut sistemin başındakiler, yani bu sistemin mimarları…

Türkiye’nin, gerek üretim gerekse hizmet sektöründeki asıl ihtiyacı; ‘ara eleman’ gereksinimidir. Ama bu durumu görmezden gelen mevcut yapı; öğrencileri yanlış yönlendirmekle kalmıyor, hayata da yanlış noktadan başlamalarına neden oluyor. “Başarılı işler yapılamıyor!” diye şikâyet eden sistem yüzünden gençlerimizin gelecekleri, bolca mutsuzluk ve sıkıntı yüklü bir kâbusa dönüşüyor. Yani; mutsuz, amaçsız, huzursuz ve kaos duygularının hâkim olduğu bireyler yetiştiriyoruz. Bu kadar negatif eğilimin bir araya geldiği bir ortamda kurulan yeni aile hayatları ise, bir öncekinden daha vahim bir durum arz ediyor. Anlayacağınız üzere, yetişecek olan bir sonraki nesile de kaotik düzenden başka birşey bırakmıyoruz aslında. Yaratıcılık güçleri törpülenmiş, hayattan keyif almayan, içine kapanık ve ortamın keskin dişlileri arasında ezilip giden yepyeni(!) bir gelecek…

Ara elemanın, çok fazla ihtiyaç olduğu gerçeğini gözden kaçırmamamız lazım! Önümüzdeki yıldan itibaren bu sistemin zemini şimdiden hazırlanmalı ve öğrencilerin de bu konuyla ilgili olarak okullarında bilgilendirilmeleri mutlak suretle yapılmalıdır. Bu duruma katkı sağlamak adına, bölgelerin Sanayi Odaları ve Mesleki Eğitim Kurumları’yla birlikte çalışmalar gerçekleştirilmelidir. Meslek Liseleri’nden mezun olan öğrencilerin, çalışma hayatına hemen katılabilmeleri için gerekli ek eğitimler verilmeli ve hatta eğitim sürecinde bu katkılar sağlanmalıdır. Çünkü geldiğimiz nokta, İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimlerinin bu okullarda ‘olmazsa olmaz’ ders olarak verilmesini zorunlu kılmaktadır.

“Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir!” sözüne inanıyorsak, bunları yapmaktan başkaca çaremiz de yoktur!

Değerli öğrencilerimizin bu hafta tercih sıralamaları açıklanacak ve hayatlarının yönünü seçmiş olacaklar. Umarım herşey istemleri doğrultusunda gerçekleşir ve mutlu gelecek onların olur. Üniversite hayatlarında, her birine şimdiden başarılar diliyorum. Ailelerin de yapması gereken tek şey, çocuklarına destek olmaktır. Unutmayınız: Çocuklarımız birer birey olma yolunda hızlı adımlar atıyorlar ve artık hayat tercihleri kendilerinin…

Robin Sharma’nın bir sözü var, aklınızın bir köşesinde bulunsun:

“Yarını iyileştirmenin tek yolu, bugün neyi yanlış yaptığını bilmektir.”

Herkesin, mutlu ve huzurlu bir bayram geçirmesi dileklerimle…

Editör : Tuğberk Erdem
1893 Okunma
KÖŞE YAZARLARI
Murat Sevgi

Murat Sevgi

Yılmaz Çivici

Yılmaz Çivici

Nijat Ayvaz

Nijat Ayvaz

Mehmet Ali Esmer

Mehmet Ali Esmer

Atıf Mutlu

Atıf Mutlu