23 Ağustos 1928 tarihinde Büyük Önder Atatürk’ün Tekirdağ’ı ziyareti ve Harf İnkılâbı’nın kabulünün 86’ncı yıldönümü, Tekirdağ’da düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlandı. Tekirdağ sahilinde bulunan 50’nci Yıl Harf İnkılâbı Anıtı’nda düzenlenen törene; Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Halil Erkek, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Baro Başkanı Av. Nevzat Teker, Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Osman Şimşek, daire müdürleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

50’nci Yıl Harf İnkılâbı Anıtı’na çelenk konulmasıyla başlayan tören, saygı duruşuna müteakiben okunan İstiklal Marşı ile devam etti. Günün anlam ve önemine ilişkin konuşmayı, İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Altaş yaptı. Tekirdağ’ın tarihte çok önemli bir yeri olduğunun altını çizen Altaş; “Atatürk Çanakkale Destanı’nı yaratan 19’uncu Tümeni Tekirdağ’da hazırlamış ve ilk tümen komutanlığı görevini 02 Şubat 1915 tarihinde Tekirdağ’da başlamıştır. Aradan 14 yıl geçtikten sonra ziyaret ettiği Tekirdağ’ımızda bu defa Türk Kültürü’nün kaderine damgasını vuran, yeni Türk insanının uygarca yetişmesinde en büyük araç olarak kullanılacak Harf İnkılâbı’nı başlatmış ve Tekirdağ’da başyönetmenlik unvanını almıştır. En büyük eğitimci olarak halkına ilk dersini bizzat kara tahta başına geçerek 23 Ağustos 1928 tarihinde, Tekirdağ’da vermiştir” diye konuştu.

Tören sonunda Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya, protokol üyeleri ile birlikte Atatürkçü Düşünce Derneği Tekirdağ Şubesi tarafından 50’nci Yıl Harf İnkılâbı Anıtı yanında açılan “Atatürk ve Tekirdağ” konulu ‘Kitap-Pul ve Fotoğraf’ sergisini ziyaret etti.

Kutlama etkinlikleri, Tekirdağ Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından Belediye Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferans ile devam etti. Konferansa konuşmacı olarak, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Bal katıldı. Bal, Türk alfabelerinin tarihçesini ve Latin alfabesine geçiş sürecini değerlendirdi. Türklerin yazı dilinde farklı alfabeler kullandığını belirten Bal; “Türklerin kullandığı alfabelerde genelde, inanç tesirlerini görmek mümkündür. Latin alfabesi ise Türk eğitim sisteminin, batı örneğine göre yeniden yapılanmaya çalışılmasına ve Türk aydınlarının batı dünyasına bir başka gözle bakmalarına neden olmuştur. Bu doğrultuda yazının değişmesi ya da ıslah edilmesi şeklinde, İstanbul’da tartışma başlamıştır. Türk dili için, alfabenin ıslah edilmesi gerektiği kanısına varılmıştır” dedi.