Merdiven Altı Adamları
Siyaset yaparken haksızlıklara karşı halkın
yanında mücadele etme isteğiniz mi, yoksa haksızlıklara karşı kendi çıkarlarınız
doğrultusunda halkın yanında mücadele etme isteğiniz mi daha ağır basıyor?
Kendi özeleştirinizi yapma zamanı gelmedi mi
hala?
Halkçılık adı altına gizlenerek, esnaf
lokantalarına uğramamak mıdır isteğiniz?
Yoksa sözde devrimciliğinizi, makamınızda
gerçekleşecek müsbet değişikliği sağlayacak bir anahtar olarak mı
kullanıyorsunuz?
Sizin Cumhuriyetçilik kavramınız, 29 Ekim’i
evinizde geçirmek ve TV karşısında pinekleyerek kutlamak mıdır?
Lâiklik anlayışınız, mezhepsel solculuk yaparak
siyaseti kendi adınıza yönlendirme isteğinizden mi ibarettir? Yoksa herkese karşı
eşit yaklaşımlar sergilemek mi yatar bu hususun altında?
Milliyetçilik’ten çıkarımınız, Anadolu insanı
haricinde hiç kimseyle iletişim kurmamak mıdır?
Ya da devletçiliğiniz, kamu kurumlarında
işlerinizi çözen personel yapısıyla mı sınırlıdır?
Düşüncesi dışında hiçbir düşünceyi kabul
etmeyen, esnaf lokantalarında yemek yemeyi görüntüsel konumuna uygun bulmayan, koltuk
tepesinde milli bayramları kutlayan herkes, ülkenin gidişatından memnun olmayan
bir kurtarıcı adayı olmuş.
Vatan hainlerinin hepsi “Demokratik Açılım”cı,
ücretsiz sağlık ve eğitim isteyen herkes sağcı olmuş.
Bu işte bir yanlışlık olduğu hala
düşünemiyorsanız: “Çuvaldızı kendinize, iğneyi başkasına batırın!”
Kendini herkese şirin gösteren ve siyasal
konumundan(!) dolayı kendine mesleki anlamda menfaat sağlayanları aramızda
barındırmaktan bıkmadık mı hala?
Ekim ayı içerisinde insanlar yönetici
hataları nedeniyle ölürken, her şeyi iktidarın çözmesini beklemek midir siyaset
yapmak?
Yoksa kendi basiretsizliğini dalkavukluk
yaparak örtmeye çalışmak veya yüzde 1-1,5 aralığında oy aldığın yerlerde
kendini savunmak mıdır siyasi varlığınız?
Ya da yeni kaleler oluşturulması ile “Her ne
kadar Türkiye geneli muhalefet olsak da bölgemizde iktidarız” diyebilecek cesur
insanların bulunduğu yerlere teşekkür etmemek midir siyasetten anladığınız?
Kulağınızın bir yerinde küpe olsun!
Merdiven altı üretimi yapan imalatçılar gibi
sağlıksız ama ambalajı parlak ürünleri sunmak değildir siyaset! İnsanlara ümit
vermektir, her zaman olumsuzlukları göstermek değil iyilikleri de göstermektir.
Bu ülkenin kuruluş değerlerini unutturmamaktır
Türk Solculuğu.
Ülkenin kuruluşunda payı olanlara laf
söyleyenlere destek çıkan solcuların olduğunun, süreç içerisinde hiç çalışmadan
sonuç bekleyenlerin varlığının ve seçimlerde kendi partisi adına değil de başka
siyasi partiler adına çalışanların olduğunun bilinmesi lazım artık…
Yukarıda izah ettiğim olayları yapanların ve kendini
şirin gösteren ambalajlı merdiven altı adamlarının varlığının farkına var ey
halkım!
Ekim ayı olaylarıyla ilgili olarak lâik
düşüncenin şehitlerinden olan Ahmet Taner Kışlalı’nın söylemlerini unutmamak
gerekir:
Benzer Haberler
- Halk Ekmek Fabrikası, Çerkezköy Halkının Umudu Oldu!
- Depremzedelerin Ziyareti, Yeni Eleştirileri Beraberinde Getirdi!
- ‘Depremzede Tebligatı’na, Yazılı Açıklama Geldi!
- “Eski Milletvekili” Sıfatını Kullanarak, Bu Projeyi Yapmak İstiyor!
- Yeni Bir Döneme Giderken, Engelliler Yine Yok Sayılmasın!
- Deprem Sonrası Konut Satışları Azaldı, Arsa Satışları Patladı
- Çorlu’da, Yağmur Altında 1 Mayıs Coşkusu!
- 01 Mayıs Kutlamaları, Atatürk Meydanı’nda Yapılacak!
- Bakanlığın Onayladığı PAKOP İçin Askı Süreci Başladı!
- “Şentop’un Talimatıyla Tayin” İddialarına Açıklama Geldi!