Milletvekili Aday Adayı Orta, 14 Şubat'a Damgasını Vurdu
14 Şubat Cumartesi
günü, Tekirdağ Yelken Kulüp’te düzenlenen toplantının açılış konuşmasına
kendini tanıtarak başlayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tekirdağ Milletvekili Aday Adayı ve Namık Kemal
Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölümü Arazi ve Su
Kaynakları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Orta; “Ben; 1870
yılında, Bulgaristan’ın Haskova Eyaleti’nden bu topraklara göç etmiş ve Seymen
Köyü’nde yerleşmiş, Balkan göçmeni bir ailenin 5’inci kuşak bireyiyim. 50
yıllık hayatımın yaklaşık 15 yılını, bu toprakların dışında eğitim için
geçirdim. Allah, hayatımın 35 yıllık kısmını da bu bölgede yaşama fırsatı verdi
bana. Bu mehalde Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem
Mühendisliği Bölümü Arazi ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesiyim.
Aynı zamanda da Seymen Köyü’nde, atalarımızdan kalma büyük ölçekli işletmemde
tarım ve hayvancılık ile uğraşıyorum. Bu süre içerisinde bu devlet ve millet
bana hangi vazifeyi verdiyse, elimden geldiğince yapmaya çalıştım. Şunun altını
çizerek söylemek isterim ki bulunmuş olduğum bu görevlerde, kendi menfaatlerimi
kesinlikle bu milletin ve bu memleketin menfaatlerinin önüne koymadan, bütün
gücümü kullanarak yapmaya çalıştım. Hatalarım mutlaka olmuştur. Hata yapmayan
insan, hiçbir şey denemiyor demektir. Hatayı tekrarlayan da hiçbir şey
öğrenmiyor demektir. Onun için her insanın, hayatında değişik hataları birer
kez yapma şansı olduğuna inanırım. İnsan olmanın, beşer olmanın doğasında da
vardır aynı şey… Ama bile bile yanlış, hiç yapmadım. Hele hele memleketini ve
milletini zora sokacak hiçbir harekette bulunmadığımı düşünüyorum” diye
konuştu.
“Halkçılık ilkesinde, sınıf ve zümre yoktur!”
Konuşmasına devam
eden Orta; “1980 yılından sonra bu bölgenin, özellikle bizim tehlikeli dörtgen
diye adlandırdığımız Çerkezköy, Çorlu, Lüleburgaz ve Muratlı dörtgeninin temel
sorunu toprak, su ve çevre kirliliği olmuştur. Zannediyorum, bunun aksini de
düşünen yoktur. Ben de buradaki akademik eğitimimin tamamını, bu konularla
ilgili olarak yaptığım çalışmalara adadım. İl Başkanlığı’mızdaki açıklamamda da
söylediğim gibi, hiçbir aday adayı arkadaşımızdan daha düzgün, daha dürüst ve
daha çalışkan olduğumu söylemeyi aklımdan bile geçirmem. Ama şunu çok net
söylüyorum; eğer bu bölgenin temel sorunları bunlar ise bunu da burada en iyi
ben biliyorum. Çünkü ben, bu işlerin tespiti ve teşhis alternatifi için bir
ömür adadım arkadaşlar. Neden aday adayı olduğumuz konusundaki ikinci mesele
ise; son 10 yıldır Türkiye’de yaşayan halkın değişik sebepler gösterilerek
ötekileştirilmesi, bölünmesi ve kamplaştırılmasıdır. Halkımız, hoşgörüden
hergün biraz daha uzaklaştırılmaya çalışılmıştır. Bireyler, farklı kimliklerle
tasnif edilmeye çalışılmıştır. Hâlbuki Atatürk’ün halkçılık ilkesinde,
kesinlikle sınıf ve zümre kavramları yoktur. Sadece meslekler vardır. Yasalar
ve devlet önünde herkes eşittir, aynı muameleyi görmek zorundadır. Milletin
organize olmuş hali olan devlet, bu yükümlülüğü taşımaya mecburdur” dedi.
“Eğer bana yetki verirseniz…”
Orta; “Ülkemizin
değişik yerlerinden iş ve aş kaygısıyla buralara gelerek yaşam kurmuş
arkadaşlarımızın hepsinin tanıklık edeceği gibi bizler bu topraklarda, Balkan
Kültürü ve Hoşgörü Kültürü ile bugüne kadar kavgasız gürültüsüz yaşamayı
başardık. 80 Darbesi’nde, lise talebesiydim. İstanbul’a dershaneye gittiğimiz
zamanlarda Çemberlitaş’ta, Beyazıt’ta, Aksaray’da kan gövdeyi götürürken, Çorlu
Lisesi’nde biz birbirimize küfür etmezdik. Herkes birbirine saygı ve sevgi
gösterir, kimse düşünceleri yüzünden birbirinden rahatsız olmazdı. Bunun adı
nedir bilir misiniz; bunun adı Balkan Kültürü’dür, bunun adı Hoşgörü
Kültürü’dür. Doğruları söylemek başka, uygulamak başkadır. Bu kültürü uygulayan
insanlar olarak sizlerin sesini, Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında
parlamentoya taşımak isterim arkadaşlar. Tabi eğer bana yetki verirseniz…” diye
konuştu.
“Hasan Tahsin’in torunlarısınız”
Basın toplantısına
bir kucak dolusu gazete, dergi ve haber küpürü ile gelen Orta; “Ben size ne
kadar değer verdiğimi göstermek için birkaç dosya getirdim. Üst idari görevlere
başladığım son 15 yıl içerisinde, bulunduğum yörenin yerel basını okumadan hiçbir
sabah işe başlamadım. Ulu Önder Atatürk’ün söylediği gibi: “Basın, halkın
müşterek sesidir.” Sizlere; o sesi bizlere taşıyan emekçiler, başka bir deyişle
hep ifade ettiğim gibi Hasan Tahsin’in torunları olarak bakarız. Yaptığınız bu
eleştirilerle hem halkın sesini bizlere iletir, hem de bizleri sistem körü
olmaktan kurtarırsınız. Sistem körlüğü çok kötüdür. Hele bir yerlere geldiğiniz
zaman etrafınızı bir tabaka sarar ve der ki: “Hocam sen bir adam asamazsın, bir
de para basamazsın. Sendeki yetkiler kimsede yok. Yürü, kim tutar seni!” İşte
bu noktaya geldiğiniz anda, felaketin veya uçurumun tam dibindesinizdir. Neden
bu dosyayı buraya getirdim biliyor musunuz; hazırlıklı gelmek istedim. Benim
size ne kadar değer verdiğimi, size bir kez daha göstermek istedim. Bu arşivin
birkaç misli ve yine sanal âlemdeki haberlerin yedeklenmiş ve kütüklenmiş
onlarca misli var arkadaşlar. Ben, hepinizi takip ediyorum. Belki de sizin beni
takip ettiğinizden daha fazla takip ediyorum. Sizleri önemsiyor ve değer
veriyorum. İnsanımın hepsini önemsiyorum, ama bu önemsemenin içerisinde bazı
acılar da duyuyorum. Perşembe günki açıklamadan sonra bir arkadaşım manşet
atmış “Atatürkçü değilim!” diye. Ne derse desin bu kadar ağır gelmezdi. Altına
da metni koymuş. Ben, ‘Cumhuriyet Halk Partili olduğum için Atatürkçü değilim,
Atatürkçü olduğum için Cumhuriyet Halk Partili’yim’ dedim. Bu çok öenmli bir
mesajdı, bunu vermek istedim. Arkadaşım onu almış ordan, altını da doldurmuş.
‘Bu durum, belki de bu işin nüktedanlığı’ diyerek düşünmek zorundayız belki
de…” dedi.
Orta zekâsı, Orta nezaketi
Yerel basını konuk
etmek adına düzenlemiş oldukları organizasyonda hiçbir şeyi tesadüfe
bırakmadıklarını ifade eden Orta; “Bugün, buradaki hiçbir şey rastlantı değil!
Çiçekleriniz önünüzde, çünkü bugün sevdiklerinizi bırakıp buraya geldiniz.
Giderken onlara götürün diye koyduk. Sevgililer Günü’nüz kutlu olsun. Tanıtım
dosyayımızın kapağına koyduğumuz kalem bize uymuş mu bilmem? Geri dönüşümlü ve
çevreci bir kalem, bununla da birlikte basının kalemi susmasın. Basını kimse
susturmasın! Arkadaşlarımızın sizlere biraz sonra dağıtmaya başlayacakları ufak
bir de hediyemiz var; taşınabilir enerji kaynağı. 4 ay boyunca işiniz zor,
enerjiniz ve piliniz bitmesin! Önünde bir de fener var, karanlıkta da
aydınlıkta da doğru yolu görelim!” diyerek yaptığı açıklamaya son verdi.
Basın mensuplarının
sorularıyla devam eden toplantıda CHP Tekirdağ Milletvekili Aday Adayı Prof.
Dr. Halim Orta’nın verdiği akıl dolu cevaplar, bilgi birikimini ve mütevazı
kişiliğini birkez daha gözler önüne serdi.
Benzer Haberler
- 24 Saat Süreyle İstanbul İstikametine Seyirleri Yasaklandı!
- İftar Sofralarında, 34 Bin 500 Çorlulu Vatandaş Ağırlandı
- Türk Polis Teşkilatı’nın, 179’uncu Kuruluş Yıl Dönümünü Kutladı
- ÇORLU 59 AKE’den “Depremde Arama Kurtarma Eğitimi”
- Muhtarlar Günü, Ergene’de Düzenlenen Etkinliklerle Kutlandı
- Belediye Ekipleri, Ergene’nin Dört Bir Yanında Çalışıyor
- TEKULAŞ Bünyesindeki Otobüsler, Teknolojik Açıdan Yenileniyor
- Depremzede Vatandaşlara, Psikososyal Destek
- Atatürk Koşusu ve Yürüyüşü, Ergene’de Düzenlendi
- Fener Alayı ve Konser, Renkli Görüntülere Sahne Oldu