1 Mayıs Coşkusu Alanlara Sığmadı
reklam
12 Mayıs 2015
1 Mayıs Coşkusu Alanlara Sığmadı

1 Mayıs Coşkusu Alanlara Sığmadı

Çorlu’da, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla kutlama programı düzenlendi. Sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinden oluşan komitenin tertiplediği etkinlikte marşlar, bayraklar ve sloganlar eşliğinde binlerce kişi yürüdü.

1 Mayıs Tertip Komitesi öncülüğünde bir araya gelen binlerce kişi, Çorlu’da 1 Mayıs coşkusunu yaşadı. Sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinden oluşan komitenin tertiplediği etkinlikte kortej oluşturan binlerce kişi marşlar, sloganlar, bayraklar ve flamalarla Çorlu Şehitliği yanından Cumhuriyet Meydanı Çorlu Belediye binası önüne kadar yürüdü. Korteje, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü de katıldı.

Halef-selef kol kola yürüdü

CHP Çorlu İlçe Örgütü’nün oluşturduğu kortejde; CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, CHP Tekirdağ İl Başkanı Şeref Çetin, CHP Çorlu İlçe Örgütü’ndeki başkanlık görevinden istifa eden Adnan Kum, CHP Genel Merkezi tarafından ilçe başkanlığı görevine atanan Yıldıray Arıcı ve Çorlu Belediyesi Başkan Vekili İskender Coşkun, kol kola yürüdü. Kortejde, Çorlu Belediye Başkan Yardımcıları ile meclis üyeleri de yer aldı.

Kısa süreli bir gerginlik yaşandı

Kortej Omurtak Caddesi üzerinde ilerlemeye devam ederken Birleşik Haziran Hareketi’ne mensup bir grup katılımcı, Özel Çorlu Şifa Hastanesi önündeki üst geçide pankart asmaya çalıştı. Güvenlik güçlerinin bu duruma izin vermemesi nedeniyle kısa süreli bir gerginlik yaşanırken, emniyet güçlerinin sağduyulu tutumu ve yaklaşımı gerginliğin büyümesini engelledi. Girişimlerinin sonuçsuz kalacağını anlayan Birleşik Haziran Hareketi üyeleri, sloganlar atarak üst geçitten aşağı indiler.

“Dünyanın her yerinde alanlardayız”

Kortejin Cumhuriyet Meydanı belediye binası önüne ulaşmasının ardından tertip komitesi adına konuşmayı Belediye İş Sendikası Trakya Şube Başkan Yardımcısı İbrahim Özçelik yaptı. Özçelik; “1 Mayıs’ta umudu yükseltiyor, mücadeleyi büyütüyoruz. Bugün, dünyanın her yerinde alanlardayız. İşçiler, emekçiler, işsizler, öğretmenler, öğrenciler, mühendisler, hekimler, kadınlar, emekliler, köylüler yani ezilenler, yani ötekileştirilenler, yani her sabah hayatı ilmek ilmek üretenler olarak alanlardayız. Bugün insanca yaşanacak bir dünya ve bir ülke özlemi kuran, ama açlık sınırının altında bir ücrete mahkûm edilen işçiler, emeğinin karşılığını alamayan emekçiler ve işsizliğin ve yoksulluğun ve taşeronun ve güvencesiz çalışmanın pençesinde olanlar olarak alanlardayız” dedi.

“1 Mayıs’ı kolay kazanmadık”

Özçelik; “1 Mayıs’ı kolay kazanmadık, tıpkı her gün verdiğimiz hayat mücadelemiz gibi onu da uzun yıllar önce uzun uğraşlar sonucu mücadeleyle kazandık. 1856 yılında ortalama ömrü uzun çalışma saatlerinden dolayı 35 yılı geçmeyen Avustralyalı işçilerin, 12 saatlik iş gününe karşı 8 saatlik iş günü için mücadele bayrağını yükseltmesiyle kazandık. 1889 yılında toplanan 2’nci Enternasyonal’de 1 Mayıs’ı işçi sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olarak ilan edilmesiyle kazandık. “8 saat çalışma, 8 saat dinlenme, 8 saat ne istersek” dedik, mücadele ettik ve kazandık.1 Mayıs’larımızı kitlesel ve coşkulu şekilde kutlamamızdan, işçi ve emekçilerin birliğinden rahatsızlık duyan egemenlerce can verdik kimi zaman 1 Mayıs meydanlarında. 1977’de, 1996’da kontrgerilla saldırısında kaybettiğimiz işçi arkadaşlarımızı unutmadık, unutturmayacağız. Bugün buradalar, aramızdalar ve onların devrettiği mücadele bayrağını yükselttiğimiz meydanları öksüz bırakmadığımız için bize gülümsüyorlar. Onların katillerinin yakalanmamış olmasını, 12 Eylül Darbesi’ne giden süreci başlatan bu saldırının aydınlatılmamasını affetmiyoruz. Türkiye’de bir kez daha katliamlar, darbeler olmasın diye, bu karanlık planlar arkadaşlarımızın anısının ışığıyla gün yüzüne çıksın, katiller amacına ulaşamasın diye 1 Mayıs alanlarındayız. 1 Mayıs’ta Taksim’i işçilere ve emekçilere açmayanları, buradan bir kez daha alkışlarımızla, ıslıklarımızla protesto ediyor ve Çorlu’dan Taksim’e dayanışmacı selamlarımızı yolluyoruz” diye konuştu.

“1 Mayıs, madenden çıkamayanların günüdür”

Özçelik; “1 Mayıs, işçi sınıfının ve emekçilerin; sömürüye, köleliğe, eşitsizliğe, zorbalığa ve her tür ayrımcılığa karşı mücadele günüdür, “Dur!” deme günüdür, “Artık yeter!” deme günüdür. Gerçekçi olup imkânsızı isteyenlerin umudu yükselttikleri, mücadeleyi büyüttükleri gündür. 1 Mayıs, bu ülkede Soma’da, Ermenek’te karın tokluğuna girdikleri madenden çıkamayan işçilerin günüdür. Yaptıkları inşaatlarda can veren inşaat işçilerinin, tersanelerde kölece çalışma koşullarında hayatı elinden alınan işçilerin günüdür. Fabrikada çıkan yangında ölen, öldükten sonra sigorta girişi yapılan işçilerin günüdür. Traktör kasalarında, minibüslerde balık istifi taşınıp ölümü kader addedilen işçilerin günüdür. 1 Mayıs, “Ölmek, bu işin fıtratında var!” denilerek göz göre göre kâr hırsına kurban edilen, yaşamı elinden alınan iş kazasına değil iş cinayetine kurban edilen işçilerin günüdür. Oysa biz artık ekmeğimizi kazanırken ölmek, sakat kalmak ve sermaye sahiplerinin cebine daha fazla kâr girmesi için alınmayan önlemlerden dolayı hayattan koparılmak istemiyoruz! 1 Mayıs, “Kaza değil, cinayet!” diyerek sorumluları haykırdığımız gündür. Madenlerin derinliklerinde, çamurlar içinde, çürük duvarların altında, zehirle dolu odalarda, gemi ambarlarında, kamyon kasalarında yaşamını yitiren binlerce yoksul emekçinin anılarına saygıyla, onların acısıyla ve iş cinayetlerini durduracak, sermayenin değil, insan yaşamının önceliği için alanlardayız” şeklinde konuştu.

“Artık nefes almak istiyoruz”

İbrahim Özçelik açıklamasını şöyle sürdürdü: “Emeğin ürettiği tüm değerlerin, ayakkabı kutularında bir avuç azınlığa servis edildiği bir ülkede yaşıyoruz. Bu yılın 1 Mayıs’ına katmerli sömürü ve kölelik koşullarında giriyoruz. Yoksulluk, düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, vergi soygunu, paralı eğitim, paralı sağlık vb. saldırılarla nefes alamaz hale geldik. Taşeronlaştırma gibi uygulamalarla tümüyle güvencesiz bırakıldık. Oysa biz artık nefes almak istiyoruz. İşsiz kalma korkusuyla, kendimizin ve çocuklarımızın geleceği adına duyduğumuz kaygıyla, baskıyla, zorbalıkla, her geçen gün sahip olduğumuz bir hakkı kaybederek yaşamak istemiyoruz. Sermaye ve AKP hükümeti doymak bilmez bir iştahla haklarımıza saldırıyor, biz durdurmazsak yeni kayıplarımız kapıda demektir. Yakın zamanda “Torba Yasa” adı altında kapsamlı bir programı hayata geçirdiler. Ama bu kadarı onlara yetmiyor. Gündemlerinde kıdem tazminatı gibi önemli bir hak gaspı da içerisinde olmak üzere kapsamlı bir saldırı paketi daha var. AKP hükümeti, oy hesabıyla bu saldırıyı seçim sonrasına erteledi. Hükümet koltuğuna yeniden oturursa ilk yapacağı işlerden biri, bu paketi uygulamak olacak.”

Onlara bayram yok!

İşçi Bayramı olarak da anılan 1 Mayıs Emek ve Mücadele Günü’nü, çalışarak geçirenler de oldu. Belediye işçileri ve temizlik personeli 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı çalışarak tamamladılar. Kaldırım işçileri yanı başlarından geçen 1 Mayıs kortejinde yer alanların şaşkın bakışları arasında çalışmalarını sürdürürken, işleri kaldırımları temizlemek olan belediye personeli çalışarak geçirdikleri 1 Mayıs’a hiç değilse bir kortej molası verdiler. Kortejde bulunanları izlediler.

Editör : Tuğberk Erdem
1868 Okunma
KÖŞE YAZARLARI
Murat Sevgi

Murat Sevgi

Yılmaz Çivici

Yılmaz Çivici

Nijat Ayvaz

Nijat Ayvaz

Mehmet Ali Esmer

Mehmet Ali Esmer

Atıf Mutlu

Atıf Mutlu