Kazanırken Kaybetmek
reklam
30 Haziran 2015
Kazanırken Kaybetmek

Kazanırken Kaybetmek

07 Haziran Genel Seçimleri’nin, bir partiye aidiyet duygusu ile bağlı olan tüm seçmenlerde farklı duygulara sebep olduğuna inanıyorum.

İktidar Partisi üyelerinin üzüldüğü, muhalefet partilerinden Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)’nin ve özellikle bir önceki seçimlere bağımsız olarak giren, şimdilerde ise partilileşme sürecini tamamladığını bu seçimlik belirten Halkların Demokratik Partisi (HDP) seçmenlerinin sevindiği aşikâr. Peki, “Ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) seçmeni nasıl bir duygu yaşıyor?” diye soran var mı?

Yerelde mutlu, genelde değil! İktidarı tek başına hükümet yaptırmadığı için mutlu, iktidara kendisi gelemediği için mutsuz! O kadar çok duygu karmaşasına sahip ki; kimse sonuçlar hakkında konuşmak istemiyor.

Tekirdağ Yereli’nde partimiz adına 4’üncü milletvekilimizi çıkartamadığımız için üzülüyoruz. İktidar partisi ile olan makasın daha da açılması ayrı bir mutluluk veriyor. Demek ki bizler doğru yolda ilerlerken, iktidar partisi buralarda yaptığı genel siyasi söylemleri ile kabul görmemekte… Ama 07 Haziran Genel Seçimleri’nin CHP açısından kazandığı noktaları anlatmaya gerek yok! Önemli olan; kaybedilen noktalara eleştirel bir bakış açısı ile yaklaşıp, çözüm yaratmaktan geçiyor.

Örneğin; “2011 Seçimleri’ne göre oyumuz değişmedi!” söylemi yerine, artan seçmen sayısına aldığımız oyu oranlar isek, yaklaşık 463 bin seçmen CHP’ye oy vermemiş. (İnanmayan kişilere, hesaplamaları göndermeye hazırım.) Hele bir de partimizin bin 500 TL. asgari ücret, emekli vatandaşlarımıza iki maaş ikramiye ve merkez Türkiye projesi ile yaşadığı olumlu havaya baktığımızda, partinin oyunun tahmini 18-19 bandında olduğunu tüm uzmanlar söylüyorlardı. Ama Ankara’daki Genel Merkez Beyleri, hala olumlu bir hava estirerek kendi memleketinde seçim çalışması yapmadan bakanlık pazarlığı yapmakta olduğunu hepimiz duyuyoruz.

Genel Merkez’in acilen kendi içinde bulunan sorunları seçim sonrası çekilen halaylar ile kutlaması yerine, tavandan tabana kadar sorunların çözümlenmesini istemeliydi. İl ve İlçe Örgütleri, Kadın Kolları ve olmayan Gençlik Örgütleri ile bu kadar başarılı olan Tekirdağ’ın başarı sırrını araştırmaya, yerel seçimler sonrası hemen başlamalıydı. Partinin herkesçe bilinen Gençlik Örgütü Başkanı’na sorsaydılar keşke; “Senin ataman yok! Ama neden çalışıyorsun?” diye!..

Kazanırken kaybetmenin ne demek olduğunu, CHP Çorlu Gençlik Örgütü’nün başına seçimle gelmesine rağmen büyük büyük insanların yaptığı kaprisler nedeni ile görevden alınan başkanına keşke bir sorsalardı… Kazanırken kaybetmenin ne demek olduğunu; vasiyeti olan kardeşi ve kendisine çok benzeyen yeğeni ile gurur ve onur duyduğum, 06 Mayıs 1972 sabahı idam edilen CHP Gençliği’nin idollerinden biri olan Deniz Gezmiş için kalkan iki farklı ele sorsalardı…

Delikanlım!

İyi bak yıldızlara,

Onları göremezsin belki bir daha.

Belki bir daha yıldızların ışığında

Kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin…

Delikanlım!

Senin kafanın içi

Yıldızlı karanlıklar

Kadar güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.

Yıldızlar ve senin kafan,

Kâinatın en mükemmel şeyidir.

Delikanlım!

Sen ki, ya bir köşebaşında

Kan sızarak başından gebereceksin.

Ya da bir darağacında can vereceksin.

İyi bak yıldızlara,

Onları göremezsin belki bir daha.

Delikanlım!

Belki beni anladın, belki anlamadın.

Kesiyorum sözümü.

(Nazım Hikmet’in “Benerci Kendini Niçin Öldürdü?” kitabından…)

Editör : Tuğberk Erdem
2013 Okunma
KÖŞE YAZARLARI
Murat Sevgi

Murat Sevgi

Yılmaz Çivici

Yılmaz Çivici

Nijat Ayvaz

Nijat Ayvaz

Mehmet Ali Esmer

Mehmet Ali Esmer

Atıf Mutlu

Atıf Mutlu