İlk olarak 2004 yılında yapılması düşünülen Rus enerji koridoru projesi Kıyıköy’e gemilerle getirilen yakıtın buradan Saros Körfezi’ne kadar boru hattı ile geçirilmesi ve Saros Körfezi kıyısında bulunan, Şarköy ilçesine bağlı İbrikbaba Köyü’nde son bulması şeklindeydi. Bu sefer, deniz geçişini de boru hattı ile yapmayı öngören projenin Rusya’dan başlayan ve Kıyıköy’de kurulacak istasyona kadar olan kısmına ait proje, 21 Temmuz 2015 günü Halkın Katılım Toplantısı ile gündeme geldi.

Proje kapsamında, Istıranca Ormanları ve tarım arazilerini yararak ilerleyecek boru hattının 200 Km’ye yakın bir Enerji Koridoru bölgeyi 3’üncü Köprü Çevre Yolları nedeniyle yaşanan kıyımın tekrarlanmasına neden olur!

Bu proje ile Trakya’ya giriş yapacak olan yakıt; ister kuzeye yönelip Avrupa’ya boru hattı ile gönderilsin, ister batıya yönelip Saros Körfezi yolu ile Ege Denizi üzerinden gemiler ile gönderilsin...

Her durumda BOĞAZLARI KURTARMAK istenirken başka şeyleri yok edecek birer felaket projesi olmaktan kurtulamaz!

Proje ÇED Başvuru Dosyası’nın içeriğine göre 80 cm. çapında 4 boru ile karaya ulaşacak olan petrol ve doğalgaz, Kıyıköy’de 280 milyon metrekare alan üzerine kurulacak bir tesiste deniz yolculuğunu bitirmiş olacak.

Kıyıköy’ün ve hemen yakınındaki İğneada’nın uzun zamandır termik santral projeleri ile gündeme gelmesi de göz önünde tutulduğunda Trakya’nın Kırklareli iline ait Karadeniz kıyı şeridinin doğalgaza dayalı termik santral potansiyelini yükseltecektir.

Bu noktadan sonrası da önemli… Saros Körfezine gidecek bir boru hattının muhtemel güzergâhlarının tümü, ORMAN alanının içinden geçmektedir. Boru hattının karadan ilerleyecek kısmı, koruma bandı ve servis yolları ile birlikte değerlendirildiğinde Istranca Ormanları’nın içerisinden geçen, en az 500 metre genişliğinde bir koridorun ağaç kesimleri öngördüğünü tahmin etmek hiç de zor değil!

2004 yılında planlanan ilk projede; Kıyıköy’den Saros Körfezi’ne kadar Trakya’yı boydan boya geçecek olan hattın 193 kilometre olduğunu biliyoruz. Bu hat bugün de aynı uzunlukta ve 500 metre genişliğinde bir şeridi katledecek! Bu şeridin altında kalacak su kaynakları, doğal yaşam alanları, yeraltı sularını besleyen geçirgen yapılar tahrip olacak. Ayrıca hattın Kıyıköy’den (karadan) Avrupa’ya yönelmesi durumunda benzer felaketler daha kuzeyde, Balkanlar’ın içlerine doğru, çok daha değerli bir bölgede ölümcül sonuçlar yaratacak. Güzergâhın sarp noktalarında ise köprüler ve tüneller de bu hattın Ege’ye yahut Avrupa’ya ulaşabilmesi için zorunlu seçeneklerdir.

Istrancalar, birkaç yüz metre çapındaki taş ocakları ile bile ‘katledilirken’ bu tür bir hattın orman alanlarından geçirilmesi felaket olur.

Hep sevgi ile kalın…