Öğretmenler Günü'nde Isyan Ettiler
reklam
10 Aralık 2015
Öğretmenler Günü'nde Isyan Ettiler

Öğretmenler Günü'nde Isyan Ettiler

Eğitim-İş Çorlu İlçe Temsilciliği, Öğretmenler Günü’nde basın açıklaması yaptı. İş güvencelerinin ortadan kaldırılmak istendiğini savunan öğretmenler, sürekli gerileyen özlük hakları ve yaşadıkları ekonomik zorluklar nedeniyle adeta isyan ettiler.

Eğitim ve Bilim İşgörenleri (Eğitim-İş) Sendikası Çorlu İlçe Temsilciliği tarafından Atatürk Meydanı’nda yapılan basın açıklaması, Eğitim-İş Tekirdağ Şube Sekreteri Gürkan Cinci’nin yaptığı açılış konuşması ile başladı. Cinci’nin ardından konuşan Eğitim-İş Çorlu İlçe Temsilciliği Başkanı İsmail Karaca; “Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün 24 Kasım 1928 tarihinde Millet Mektepleri’nin kendisine verdiği “Başöğretmen” unvanını kabul etmesinin de yıl dönümü olan 24 Kasım tarihi, 1981 yılından itibaren Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Bu vesileyle Başöğretmenimiz Atatürk’ü saygıyla anıyor, tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz” dedi.

Öğretmenlerin yaşadığı sorunlar derinleşti

Karaca; “Atatürk, ulusal bütünlüğümüzün kurulmasında ve geliştirilmesinde, Türkiye’nin çağdaşlaşmasında en önemli görevi öğretmenlere vermiştir. O’nun; “Ulusları kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğitimciden yoksun bir ulus, henüz ulus adını alma yeteneğini kazanmamıştır. Ona basbayağı bir topluluk denir, ulus denemez. Bir topluluğun ulus olabilmesi için kesinlikle eğiticilere, öğretmenlere gereksinimi vardır” sözleri, bunun en güzel örneğidir. Ancak öğretmenlerin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları, Cumhuriyet döneminden bugüne geçtiğimiz yıllar içinde sürekli gerilemiştir. Özellikle AKP iktidarı döneminde eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler, 4+4+4 gerici eğitim yasasıyla Öğretim Birliği’ne vurulan darbe, okul dönüşümleri, siyasi kadrolaşma, yandaş yönetici atama hevesi, eğitimin dini referanslara göre şekillendirilmek istenmesi, öğretmenlerin yaşadığı sorunları daha da derinleştirmiştir. Aday öğretmenin yetiştirme süreci siyasallaştırılarak çökertilmiş, öğretmenliğin saygınlığı da bundan büyük zarar görmüştür. Son yıllarda siyasi iktidar tarafından öğretmenlik mesleğinin itibarını zedeleyen söylem ve tutumların süreklilik kazanması, Alo 147 gibi isimsiz ihbar hatlarının kurulması, öğretmene yönelik şiddet eylemlerini arttırmıştır. Bu tür olaylar sonucunda hayatını kaybeden ya da ciddi sağlık problemleri yaşayan öğretmenler bulunmaktadır” diye konuştu.

Güvenceden yoksun kamu istihdamı

Yaptığı açıklamaya devam eden Karaca; “Yine siyasi iktidar 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapmayı planladığı değişiklikler ile iş güvencesinden yoksun bir kamu istihdamı oluşturmayı amaçlamakta, esnek ve kuralsız çalışma uygulanmak istenmektedir. 01 Kasım Seçimleri’nin ardından AKP, yüzde 49’luk oyuyla yeniden iktidar olma yolunda attıkları ilk adımlarında gözlerini memurların iş güvencelerine dikmiştir. Kamu çalışanlarının anayasal iş güvencesi sosyal devlet olmanın gereğidir. Mevcut siyasal iktidar ise her yönüyle sosyal devleti ortadan kaldırmak istemektedir. İktidarı döneminde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ticari şirket kurallarıyla yöneten AKP, 2,5 milyonu aşan kamu çalışanının çalışma koşullarını yeniden belirleyerek, kamu emekçilerinin aleyhinde birçok yasada değişiklikler gerçekleştirmiştir. Anayasada yerini alan sosyal devlet ilkesine son noktayı koyacak olan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapılmak istenen değişikliklerde ise sona gelinmiş bulunulmaktadır. Devlet memurları nihayetinde devletin (Kamu’nun) memurudur ve görevini Anayasa ve yasalar çerçevesinde ifa etmek zorundadır. Siyasal iktidarın istediği ise emrinde çalışanların yasalara değil, kendisine tabi olmasıdır. Bunu sağlamanın birinci koşulu devlet memurlarının iş güvencesini ortadan kaldırmaktır. İşte yapılmak istenen budur. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapılacak en önemli değişiklik, iş güvencesinden yoksun bir kamu istihdamı oluşturmaktır. İşçiler için uygulanmak istenen “Esnek Çalışma Sistemi”, kamu çalışanlarına da uygulanmak istenmektedir. “Part Time”, “Evden Çalışma”, “Çağrı Üzerine Çalışma”, “Kiralık Çalışan” gibi uygulamalar getirilerek, esnek çalışma biçimi ile de iş güvencesinin ortadan kaldırılması hedeflenmektedir” dedi.

İşten çıkarma kolaylaştırılacak

Karaca; “İşten çıkarmayı kolaylaştıran en önemli düzenleme, artık kamuda kadrolu çalışanın kalmayacak olmasıdır. Yeni düzenlemeyle çalışanların büyük çoğunluğu sözleşmeli hale getirilecek, her yılın sonunda inisiyatifin amirlerde olacağı bir sözleşme imzalanacak ve amir, memurun performansından memnun değilse ücreti düşürülecek ya da işine son verilecektir. Halkı yanıltmakta sınır tanımayan başta AKP ve yandaş kalemleri devlet memurlarının sayısının çok fazla olduğunu iddia etmektedirler. Oysaki basit bir matematik hesabıyla Türkiye’de 29 vatandaşa bir memur düşüyor. OECD ülkelerinde bu sayı 15 vatandaşa bir memura kadar inmektedir. Bu da bilgi sahibi olmadan fikir üretmenin yanlışlığını bir kez daha ortaya koymaktadır. Seçim öncesinde meydanlarda Taşeron ve geçici çalışan personeli kadroya alınması konusunda verilen sözler ve bu sözlerle aldıkları oylarla iktidara gelip bugün tam tersi bir anlayışla “memur-işçi ayrımını” gidermek adı altında iş güvencesini ortadan kaldırmaya çalışmaları gerçek niyetlerini ortaya koymaktadır” diye konuştu.

Üniter devlet yapısı zayıflar

Karaca, açıklamasının devamında; “Siyasi iktidarın 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda değişiklik yapmak istemesinin önemli nedenlerinden biri de kamu hizmetlerini yerellere bırakmaktır. Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi veya yerel yönetimler eliyle sağlanması, Türkiye’de ulus-devleti zayıflatma, milletleşme sürecini tersine çevirerek etnik kimliği öne çıkarma ve yerel güç odaklarının gücüne güç katarak insanları kullaştırma etkisi yaratacaktır. Özellikle eğitim ve sağlık hizmetlerinin yerel yönetimlere devri, Türkiye’de üniter devlet yapısının zayıflatılması ve eyalet sistemine geçişin adımları olacaktır. AKP Hükümeti kamu hizmetlerinin tasfiyesine paralel kamu görevlilerini de tasfiye edecek ve siyasi iktidara her yönüyle bağlı kapıkulları yaratmak düşüncesiyle bir değişiklik yapmak istemektedir. Geleceğimizin güven içinde devam etmesini AKP’nin politikaları değil, kamu görevlileri ve sendikalarının mücadele azmi ve kararlılığı belirleyecektir” dedi.

Mücadelemiz etkin şekilde sürecek

Karaca; “Kamu emekçileri, hem anayasada hem de iş yaşamımızı düzenleyen diğer yasalarda yapılmak istenen değişikliklere karşı birlikte mücadele yöntemini seçmelidirler. Bu açıdan tüm sendikaları tarihi bir sorumluluk beklemektedir. Söz konusu sorumluluk, hiçbir siyasi anlayış, dini inanç ayrımı gözetmeksizin tüm kamu çalışanlarını köleleştirmeyi amaçlayan yasa değişikliğine karşı ortak eylemleri örerek siyasal iktidara tepki verme sorumluluğudur. Eğitim-İş bu sorumluluğu yüklenmeye hazırdır. Eğitim-İş olarak diyoruz ki, gün demokrasi, hukuk ve özgürlük mücadelesi yürütenlerin günüdür. Bizler eğitim emekçileri olarak her şeye rağmen eskisinde daha da kararlı bir şekilde ülkemizin tam bağımsızlığını, eğitim emekçilerinin ekonomik ve demokratik taleplerini, laik eğitimi, Cumhuriyetin değerlerini, Atatürk ilke ve devrimlerini savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Demokratik ve meşru zeminde sendikal mücadelemizi daha da etkin bir şekilde sürdüreceğiz. Ülkemizi yönetenler ve onlara biat etmiş olanlar bilmelidir ki, Eğitim-İş baskılara, tehditlere boyun eğecek, teslim alınabilecek bir örgüt değildir. Eğitim-İş hiç bir vesayeti kabul etmez. Eğitim-İş, Bolu Beyi’ne karşı Köroğlu, Hızır Paşa’ya karşı Pir Sultan Abdal, emperyalizme karşı Mustafa Kemal’dir” diyerek, yaptığı basın açıklamasına son verdi.

Önce alanlarda, sonra salonlarda

Düzenlenen basın açıklamasının ardından Eğitim-İş Sendikası Temsilcileri ve üyeleri, akşam saatlerinde Çorlu Belediyesi Düğün Salonu’nda düzenlenen kokteylde bir araya geldi. Gecede emekli olan öğretmenlere verilen plaketlerin ardından öğretmenler, gönüllerince eğlendiler.

Editör : Tuğberk Erdem
2302 Okunma
KÖŞE YAZARLARI
Murat Sevgi

Murat Sevgi

Yılmaz Çivici

Yılmaz Çivici

Nijat Ayvaz

Nijat Ayvaz

Mehmet Ali Esmer

Mehmet Ali Esmer

Atıf Mutlu

Atıf Mutlu