WHO’nun yayınladığı rapora göre depresyon, son 10 yılda yüzde 18 arttı. Konuyla ilgili olarak yılbaşından bu yana medyaya yansıyan 66 binden fazla haber üzerinde yapılan bir incelemeye göre Türkiye nüfusunun yüzde 4,4’ünün, yani yaklaşık 3,3 milyondan fazla kişinin depresyonda olduğu iddia edildi. Depresyon, intihara sürükleyen en büyük risk olarak tanımlanırken; dünyada her yıl yaklaşık 800 bin kişinin, Türkiye’de ise her 100 bin kişiden 12,6’sının intihar ettiği tespit edildi.

Söz konusu raporda; dünyadaki kadınların yüzde 5,1’inin, erkeklerin ise yüzde 3,6’sının depresyonda olduğu vurgulandı. Dünyada depresyonda olan kişilerin yarısının, nüfus yoğunluğuyla bağlantılı olarak Çin ve Hindistan’ın yer aldığı Güneydoğu Asya ve Batı Pasifik bölgesinde yaşadığı belirtildi. Refah düzeyi yüksek olan ülkelerde depresyondaki kişilerin sadece yüzde 50’sinin tedavi gördüğü, düşük refah düzeyine sahip ülkelerde ise bu oranın yüzde 10’un da altında olduğu tespit edildi.

Türkiye’de son yıllarda hem psikiyatrik ilaç tüketimi hem de depresyon ve diğer ruh sağlığı bozukluklarının giderek arttığı belirlendi. Sağlık Bakanlığı’nın 2015 yılında açıkladığı verilere göre Türkiye’de ruh sağlığı hastanelerinin doluluk oranı yüzde 100’e ulaşırken ülkemizde her 10 kişiden 1’inin antidepresan ilaç kullandığı tespit edildi. Antipsikotik ilaç kullanımının ise son 5 yılda 7 milyon 201 bin kutudan, 12 milyon 158 bin kutuya çıktığı saptandı. Depresyonun tüm dünyada işsizlik, yoksulluk, bir yakının kaybedilmesi, bir ilişkinin sonlandırılması, hastalık, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı gibi nedenlerle artış gösterdiği vurgulandı.