22 milyon kadın işçiyi temsil eden ETUC Kadın Komitesi Başkan Yardımcısı ve Tüm Dokuma, İplik, Trikotaj, Hazır Giyim, Konfeksiyon ve Deri İşçileri (Öz İplik-İş) Sendikası Kadın Komitesi Başkanı Pınar Özcan, yaptığı yazılı basın açıklamasında “8 Mart 1857 yılında Amerika’nın Newyork şehrinde çalışma koşullarının iyileştirilmesi, çalışma saatlerinin düşürülmesi ve eşit işe eşit ücret uğruna mücadele eden tekstil sektöründe çalışan on binlerce kadın işçinin onurlu mücadelesine, polisin müdahalesi sonucu 129 kadının çıkan yangında hayatlarını kaybetmesi üzerine anılmaya başlanmıştır. 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü; sömürü ve zulme karşı kadınların dayanışması, özgürlüğe çağrısı olarak ortaya çıktı. 8 Mart, dünyada kadınların 161 yıldır yürüttüğü özgürleşme mücadelesinin kutlandığı ve kadınların güncel taleplerinin ifade edildiği bir gün haline geldi. Birleşmiş Milletler (BM) Örgütü, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın tüm kadınlar için Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı.

Geçmişine bakıldığında 8 Mart, kadının eşitlik mücadelesinin, adaletin, emeğin, alın terinin demokrasinin mücadele tarihidir. Fabrikalarda, tarlada, evde çalışan kadının, işte, okulda, sokakta, evde susturulmaya, bastırılmaya çalışılan sesinin özgürlük savaşıdır. Kadınların hayatlarını yitirerek başlattıkları bir mücadele günüdür. 8 Mart, bahardır. 8 Mart, kadın çalışanların başlattığı bir onurlu mücadelenin günüdür.

Yüzyıllardır süren bir mücadeleyi kutlarken, görüyoruz ki o günkü talepler bugün hala kadınların önceliği olmaya devam ediyor. Daha kısa çalışma süresi, daha iyi iş koşulları, eşit işe eşit ücret, insan onuruna yaraşır iş, işyerinde cinsiyete dayalı şiddete son taleplerimiz bugün de geçerliliğini koruyor. Üstelik yaşam koşulları kadınların omuzlarında giderek daha da ağırlaşıyor. Hem işte hem evde günde iki vardiya çalışmak zorunda kalan kadın çalışanlar için, eşitlik ve özgürlük, bugün de öncelikli talep durumunda. Kadınlar, şiddetin ilk hedefi konumunda. Aile içinde başlayan şiddet, okulda, işyerinde, sokakta da farklı biçimlerde sürüyor. Dünyadaki en fakir, eğitim almamış insanlarının büyük bir çoğunluğu kadın. BM’nin araştırmasına göre dünyadaki işlerin yüzde 66’sı, kadınlar tarafından görülüyor. Türkiye’deki her üç kadından biri, mutlaka tanıdığı birinin dayak, tecavüz ya da tacizine maruz kalıyor. Kadınlar bugün ülkemizde erkeklere göre yüzde 25-50 oranında daha az ücretle çalıştırılıyor. Kadınların karar alma mekanizmalarına katılım düzeyi oldukça düşük.

Ülkelerin kalkınması için kadın gücüne, kadın aklına ihtiyacı var. Kadınları hayatın her alanına katmadan, Türkiye’nin yarınlarını şekillendirmek mümkün olamaz. Kadınlar mutlaka örgütlenmeli, toplumsal yaşamın her alanında yaşanılan eşitsizliğin kaynağını sorgulamalı ve kaderlerini ellerine almalıdır. Kendine güvenli bireyler olmalı, eğitime odaklanmalıdır. Eğitim almış bir kadın; iyi ve kültürlü bir eş, eğitici ve yaratıcı bir annedir. Aynı zamanda ayakları üzerinde durabilen güçlü bir kadındır. Kadınlar anne olarak gelecek nesli, çocukları bu bilinçle yetiştirmelidir. Kadının eşitliğe kavuşmasına giden yolda Öz İplik-İş Sendikası gerçekleştirdiği projeler, kurumsal yapıda çalışmalar yapan kadın komitesi ve kadınların sorunlarını çözmek üzere geliştirdiği eylem planıyla kadınların sesi olmaya, sorunlarına çözüm üretmeye devam etmektedir.

Kadınlara yönelik her türlü negatif ayrımcılığın son bulduğu, eşit işe eşit ücretin ödendiği, kadını aşağılayan, 2’nci sınıf insan konumuna düşüren anlayışın yasalarla engellendiği ve cinsel suçların cezalarının arttırıldığı, karar alma mekanizmalarında ayrımcı politikalar yerine cinsiyet eşitliği ve eşit temsil konusunda yasal düzenlemelerin yapıldığı, 8 Mart’ın resmi tatil ilan edildiği nice 8 Mart’ları kutlamak dileğiyle 8 Mart, dünyanın dört bir yanında sömürüye, zulme ve cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele eden, işçi ve emekçi kadınlara kutlu olsun.” ifadelerine yer verdi.