Dünyadaki Her 12 Kişiden 1’i, Şeker Hastalığından Etkileniyor
reklam
03 Ocak 2019
Dünyadaki Her 12 Kişiden 1’i, Şeker Hastalığından Etkileniyor

Dünyadaki Her 12 Kişiden 1’i, Şeker Hastalığından Etkileniyor

Günümüzde, dünyadaki her 12 kişiden 1’i şeker hastalığından etkilenmektedir. Şeker hastalığı olan kişilerin neredeyse yarısı ise henüz tanı almamıştır. Bu da aslında her 2 şeker hastasından 1’inin, hastalığından habersizce yaşadığını göstermektedir.

Konuya ilişkin olarak açıklamalarda bulunan Çorlu Özel Vatan Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Mehnur Işık “Diyabet, kan şekeri yüksekliği olarak da adlandırılan bir hastalıktır. Kan şekeri ana enerji kaynağımızdır ve yediğimiz yiyeceklerden gelir. Pankreas tarafından üretilen bir hormon olan insülin, glikozun besinlerden hücrelere enerji için kullanılmasına yardımcı olur. Bazen vücudumuz yeterli insülin yapamaz veya insülini iyi kullanmaz. Glikoz daha sonra kanımızda kalır ve hücrelerimize ulaşmaz. Zamanla, kanımızda çok fazla glikoz bulunması sağlık sorunlarına neden olabilir.” dedi.

İç Hastalıkları Uzmanı Mehnur Işık “En sık görülen diyabet tipleri tip 1, tip 2 ve gestasyonel diyabettir. Tip 1 diyabetiniz varsa, vücudunuz insülin yapmaz. Bağışıklık sisteminiz, insülin yapan pankreasınızdaki hücrelere saldırır ve yok eder. Tip 1 diyabet genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde teşhis edilir, ancak her yaşta ortaya çıkabilir. Tip 1 diyabetli insanlar hayatta kalmak için her gün insülin almalıdır. Tip 2 diyabetiniz varsa, vücudunuz insülini iyi yapmaz veya kullanmaz. Çocukluk döneminde bile her yaşta tip 2 diyabet geliştirebilirsiniz. Bununla birlikte, bu tip diyabet genellikle orta yaşlı ve yaşlı kişilerde görülür. Tip 2, en sık görülen diyabet türüdür. Gestasyonel diyabet ise, bazı kadınlarda hamileyken gelişir. Çoğu zaman, bu tür diyabet bebek doğduktan sonra gider. Ancak, gestasyonel diyabetiniz varsa, daha sonra yaşamınızda daha sonra tip 2 diyabet geliştirme şansınız daha yüksektir. Bazen hamilelik sırasında teşhis edilen diyabet aslında tip 2 diyabettir. Daha az görülen tipler arasında kalıtsal bir diyabet olan monogenik diyabet ve kistik fibroz ile ilişkili diyabet bulunmaktadır. Diyabet; kalp hastalığı, inme, böbrek hastalığı, göz problemleri, diş hastalığı, sinir hasarı ve ayak problemleri gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. En önemli belirtiler olarak ise; artan susuzluk ve idrara çıkma, artan açlık hissi, yorgunluk, bulanık görüş, ayaklarda veya ellerde uyuşma veya karıncalanma, iyileşmeyen yaralar ve açıklanamayan kilo kayıpları gözlenir.” diye konuştu.

Şeker hastalığının tedavisi konusunda da bilgiler aktaran Işık “Diyabet için uygulanan ve araştırma aşamasında birçok tedavi şekli vardır, fakat bu şu an için yaygın olarak kullanılan, şeker hastalığının kesin tedavisinden söz etmek mümkün değildir. Diyabet tedavisinde amaç, kan şekeri kontrolünü sağlamaktır. İyi bir diyabet kontrolü için önemli olan hususlar; sağlıklı beslenme, egzersiz ve ilaç kullanımıdır. Yenilen besinlerin özellikle karbonhidrat içeren besinlerin vücudun ihtiyacından fazla tüketilmesi kan şekeri seviyelerini yükseltir. Kan şekeri kontrolünün sağlanmasında diyabetli bireye özgü beslenme tedavisinin verilmesi önemlidir. Egzersiz, vücudunuzun glikozu etkili bir şekilde kullanmasını ve kan şekeri kontrolünü sağlar. Ayrıca, şişman tip 2 diyabetli kişilerin kilo kaybetmesine yardımcı olur. İnsülin, besinlerle kana geçen şekerin vücut tarafından kullanılmasını sağlayan ve böylece kan şekeri yükselmelerini önleyen bir hormondur. Tip 1 diyabetli kişilerin yaşamak için insüline gereksinimi vardır. İnsülin bağımlılık, alışkanlık yapacak bir madde değildir. İnsülin yaşam için elzemdir. Vücut insülin yapmıyor ise dışarıdan enjeksiyon yolu ile vücuttaki eksikliği yerine koymak gerekir. Tip 2 diyabetli kişilerin de kan şekerinin ayarını sağlamak için ağızdan alınan ilaçlara veya insüline gereksinimleri olabilir.” dedi.

Işık “Diyabetli kişiler; yağlı besinlerin tüketimini azaltmalı, günde en az 3 öğün yemeye dikkat etmeli, porsiyon ölçülerini kontrol altında tutmalı, sebze ve salata tüketmeye özen göstermeli, öğünlerinde kalsiyum kaynağı olan besinlere ve kuru baklagillere sıklıkla yer vermeli, beyaz ekmek tüketmekten kaçınmalıdır.” diye konuştu.
Editör : Tuğberk Erdem
1466 Okunma
KÖŞE YAZARLARI
Murat Sevgi

Murat Sevgi

Yılmaz Çivici

Yılmaz Çivici

Nijat Ayvaz

Nijat Ayvaz

Mehmet Ali Esmer

Mehmet Ali Esmer

Atıf Mutlu

Atıf Mutlu