Recep Bey’e Mi, Tayyip Bey’e Mi, Erdoğan’a Mı İnanalım!
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi’nde basın
açıklaması yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Tekirdağ
Milletvekili Faik Öztrak, “‘İlginç zamanlarda yaşayasın!’ diye bir Çin deyişi var.
Bu aslında bir beddua… İnsanlık işte böyle bir zamandan geçiyor. Bir yanda
sağlığı tehdit eden COVID-19 salgını, diğer yanda küresel sistemin en önemli
merkezi başta olmak üzere tüm dünyada hızla tırmanan sosyal tansiyon, 2020’yi
şimdiden son birkaç yüzyılın en ilginç zamanlardan biri yaptı. Dünya, adeta bir
‘araftan’ geçiyor. Bu işin sonunda nasıl bir tabloyla karşılaşacağımız
konusunda kafalar karışık. Ancak öyle anlaşılıyor ki; beşeri ve fiziki
sermayesini koruyabilen, üretim kapasitesine ve üretme yeteneklerine sahip
çıkabilen, sorunları demokrasiyle, toplumsal dayanışmayla göğüsleyen,
istişareyle çözüm üretebilen ülkeler, bu dönemin sonunda rakiplerine fark
atacak. Türkiye, bu talihsiz döneme; beceriksiz, basiretsiz, liyakatsiz, kibir
hastalığıyla malul, baskıcı bir yönetim anlayışının elinde yakalandı. Dünyada
diğer hükümetler yurttaşlarına kesenin ağzını açarken, şu salgın döneminde
Saray Hükümeti milletimizi tek başına bıraktı. 5 maskeyi bile milletimize
bedava dağıtamadılar.” dedi.
GÖNLÜ
RAZI OLMAMIŞ
Açıklamalarına devam eden Öztrak, “Daha dün
‘Normalleşme sürecine girdik’ dediler, bugün yaşadıklarımıza bir bakın! Sağlık
Bakanı, 2 gün önce çıkıyor, ‘Sokağa çıkma yasağının devam etmesi yönünde bir
önerimiz yoktur.’ diyor. Esnaf da, Bakan’a ve Saray’ın açıkladığı normalleşme
takvimine inanıyor, hafta sonu için hazırlığını yapıyor. Restoranlar etini,
sebzesini, meyvesini alıyor. Garsonlar işe çağrılıyor. ‘Seyahat serbest’
deniyor, insanlar güveniyorlar, otobüs ve uçak biletlerini alıyorlar. Ama dün gece
‘15 ilde, hafta sonunda sokağa çıkılmayacak!’ diye bir İçişleri Bakanlığı Genelgesi
yayınlanıyor. Şimdi biz de tabi bugün tam; ‘Devlete güvenip, hafta sonu müşteri
ağırlamak için hazırlık yapan esnafın zararını kim karşılayacak? Milletin
elinde kalan uçakla otobüs biletleri ne olacak?’ diye sormaya hazırlanırken… Bu
karardan önce ortalarda görünmeyen AK Parti Genel Başkanı, öğleye doğru çıktı,
kararı iptal etti. Hem de ne diyerek: ‘Gönlüm razı olmadı. Evet, böyle bir
talep var, Sağlık Bakanlığı’ndan, İçişleri Bakanlığı’nın uygun görüşleri de var.
Ama benim gönlüm razı olmadı, ben bunu iptal ediyorum.’ diyerek.” diye konuştu.
RECEP
BEY’E Mİ, TAYYİP BEY’E Mİ, ERDOĞAN’A MI İNANALIM!
Öztrak, “Yani böyle bir ileri, iki geri adım
atarak bu süreci nasıl yöneteceksiniz, ülkeyi nasıl yöneteceksiniz? Bilim
Kurulu, bu kararın neresinde? Sizin planlarınız, programlarınız yok mu? Bu
nasıl bir çapaçulluk, nasıl bir dağınıklık, nasıl bir gayrı ciddilik? Önce
Sağlık Bakanı çıkıyor, ‘Böyle bir düşüncemiz yok!’ diyor. Sonra AK Parti Genel
Başkanı çıkıyor, ‘Sağlık Bakanlığı önerdi’ diyor. Sonra Recep Bey çıkıyor, ‘Günlük
vaka sayısı yeniden yükselince, bu kararı aldık.’ diyor. Tayyip Bey, ‘Gönlüm
razı olmadı!’ diyor. Erdoğan, ‘Sokağa çıkma yasağını iptal ettim.’ diyor. Şimdi
bunun hangisini dinleyeceğiz, hangisine inanacağız, hangisine güveneceğiz?
Recep Bey’e mi, Tayyip Bey’e mi, yoksa Erdoğan’a mı? Bu, ülke yönetimindeki
savrulmayı çok açık, seçik bir şekilde ortaya koyuyor. Ucube rejim, böyle
dönemlerde en çok ihtiyaç olan güveni bitiriyor. Tek bir kişinin aklını, tüm
milletin aklının önüne koyarsanız işte böyle olur.” dedi.
ÇAREYİ,
KUMPASTA VE YALANDA ARIYOR
Yaptığı açıklamaları sürdüren Öztrak, “Ne
milletin sesini, ne de ekonomik buhranın ezip geçtiği kesimlerin feryadını
duyuyorlar. Bu kibir hastalığıyla malul olmuş yönetim, milletin derdine derman
olamadıkça, çareyi siyasi kumpaslarda ve yalanlarda arıyor. Toplumu
kutuplaştıran, muhalefeti düşman gibi gösterip öcüleştirmeyi amaçlayan gerçek ötesi
popülist siyasetle ayakta kalabileceğini zannediyor. Hızla otoriterleşiyor,
ülkemizi her geçen gün biraz daha dünyadan koparıp içe kapatıyor. Dün, TBMM’de,
bu müflis bezirgân siyasetinin yeni bir senaryosu sahneye kondu. Demokrasi,
millet iradesi ayaklar altına alındı, Milletvekilimiz Enis Berberoğlu’nun vekilliğinin
düşürülmesi, 20 Temmuz sivil darbe sürecinin yeni bir adımıdır. Meclis
tutanaklarına açıkça yansıdığı gibi: Enis Berberoğlu hakkında ‘siyasi ve askeri
casusluk’ iddiaları düşmüştür. Verilen cezanın gerekçesi, ‘gizli kalması
gereken bilgileri açıklamak’tır. Ama her zamanki gibi Saray’ın mafyatik
trolleri gece devreye giriyor ve arkadaşımızı, mahkemenin bile suçlu bulamadığı
‘casusluk’ suçuyla sabaha kadar sosyal medyada linç etmeye çalışıyorlar. Enis
Berberoğlu’nun milletvekilliği; bu davadan yargılanan diğer şahıslarla ilgili
suçlama kalmamışken, başka bir yargılanan yok. Bir sürü suçlanan vardı, şimdi
hiç kimse yok! Milletvekilimiz Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuş ve Anayasa
Mahkemesi’nin kararını beklerken ve Meclis’in geçmiş uygulama ve içtihatları da
yok sayılarak, düşürülmüştür. Hele gece yarısı arkadaşımızın evinden apar topar
gözaltına alınması, tam bir zulümdür, şahsi bir garezle yapılmıştır, açıkça CHP
düşmanlığıdır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. İp koptuğu yerden bağlanır. Ve
elbette hak, batıla galip gelir. Millet iradesiyle inatlaşanlara, millet
sandıkta gereken dersi verir.” diye konuştu.
GELDİĞİMİZ
YER: FİİLİ DİKTATÖRLÜK
Öztrak, “Yapılan iş ortada: Tek adam
rejiminin Türkiye’yi uluslararası demokrasi endekslerinde getirdiği yer ‘fiili
diktatörlük.’ Şimdi Saray’ın Damadı, bu fiili diktatörlüğün milletin işine,
aşına, cüzdanına verdiği zararı örtebilmek için ‘Dünyada en çok sermaye çeken
ülkede demokrasi yok!’ demiş. Herhalde kast ettiği ülke Çin… Ama ‘Bilgi sahibi
olmadan, fikir sahibi olmak’ işte böyle bir şey... Saray Sosyetesi’nin Başı’na
ve Damadı’na tavsiye ederim. Arada bir Türkiye’nin de üyesi olduğu uluslararası
kuruluşların veri tabanlarına da zaman harcasınlar. Sadece TÜİK’e bakmasınlar,
kendi ürettikleri istatistiklere bakmasınlar. O zaman fikir sahibi olmadan önce
bilgi sahibi de olurlar. Dünya üzerindeki 185 ülke içinde Çin, milli gelirine
oranla, en çok doğrudan yabancı sermaye çeken ülkeler liginde 124’üncü sırada.
Türkiye ise hemen onun ardından 125’inci sırada. Yani yerimiz zaten Çin’in
hemen arkası. Hadi diyelim Damat da, Kayınpederi de, okumayı, araştırmayı
sevmiyor. O zaman danışmanlarından bir istesinler, bir baksınlar. Dünya’da en
yüksek insani gelişmişlik düzeyine, en yüksek refaha sahip 10 ülkenin kaçında,
bırakın bizdeki gibi ucube tek adam rejimini, başkanlık rejimi var. Ben
söyleyeyim: Sıfır. Dünyanın en müreffeh 10 ülkesinin 9’u parlamenter
demokrasiyle yönetiliyor. Geriye kalan İsviçre ise doğrudan demokrasiyle
yönetiliyor. Peki, insani gelişmişlikte sonda kalan 10 ülkenin kaçı,
parlamenter demokrasi ile yönetiliyor? Onu da söyleyeyim: O da sıfır. Yani
sondaki ülkelerin hepsi ya başkanlık ya da yarı başkanlık rejimiyle
yönetiliyor.” dedi.
TEK
ADAMLIĞIN FATURASI, 200 MİLYAR DOLAR
Açıklamalarına devam eden Öztrak, “Sosyete
damat hiçbir şey yapamıyorsa, kayınpederinin tek adam parti devleti rejimine
hız verdiği, 2014’ten bu yana ülkemizde üretilen milli gelir rakamlarındaki
erimeye bir bakmalıdır. 2013’te 950 milyar dolar olan milli gelirimiz, şimdi
750 milyar dolara kadar düştü. Bu yıl çok muhtemeldir ki, 700 milyar dolarında
altına inebilecektir. Sadece son 6 yılda tek adamlık hevesinin neden olduğu ekonomik
kayıp 200 milyar dolar. Şimdi bugün damat çıkmış diyor ki; 2’nci çeyrekte bu
krizi dünyada en az hasarla atlatan ekonomi olacağız. Nasıl olacaksınız, ne
yaptınız da olacaksınız? İşte biz milletimizin cüzdanı dolsun, ‘mutfakta
tencere boş kalmasın’ diye güçlendirilmiş parlamenter demokrasi diyoruz.
Hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığını savunuyoruz. Tek adam parti devleti
rejimi elbisesi, Türkiye gibi koskoca bir ülkeye dar gelmiştir. Günyüzü
göstermemiştir milletimize. ‘Türkiye’yi nefessiz bırakan’ bu rejimle, hem
aşımız hem de işimiz küçülmüştür. Zırva, tevil kabul etmez. Bugün yaşadığımız
ekonomik ve siyasi buhranın ardında bu kibirli yönetimin; milleti bölerek,
kutuplaştırarak, ötekileştirerek koltuğunda oturma hırsı vardır.” diye konuştu.
SARAY’DAN BAŞKA MUTLU
OLAN YOK!
Öztrak, “Ülkemizde bugün Saray Sosyetesi
dışında mutlu olan kimse yok. Kamu kaynakları bir avuç yandaş için seferber
edilirken, millet tabaklarda kalan artık yemeklerin peşinde sokaklarda bağıra
bağıra dolaşıyor. Ama yine Saray Sosyetesi’ne mensup bir damadın işbaşına
getirildiği TÜİK, ‘Mayıs ayında gıda fiyatları artmadı!’ diyor. Çarşıda pazarda
meyveye, sebzeye, ete ne ödediğini bilen vatandaşımız da buna isyan ediyor.
Millet son bir yılda kahvaltı sofrasında, demlediği çayın fiyatının yüzde 25,
masaya koyduğu beyaz peynirin fiyatının yüzde 23, sahana kırdığı yumurtanın
fiyatının yüzde 26, masaya getirdiği reçelin fiyatının yüzde 23 arttığını
biliyor, yaşıyor. Elinde fiş var. Öğlen yemeği için bir makarna haşlamaya
kalksa, makarnanın fiyatının son bir yılda yüzde 28 arttığını, bir de üstüne
sarımsaklı bir yoğurt dökse, sarımsağın fiyatının bir yılda yüzde 110
arttığını, masaya bir kapta bulgur pilavı koysa, bulgurun fiyatının yüzde 30
arttığını biliyor. Bir de pilavın yanına etsiz bir kuru fasulye koyayım derse,
kuru fasulyenin fiyatının yüzde 39 arttığını da görüyor. Para milletin cebinden
çıkıyor ama TÜİK, ‘sen cebinden çıkan paraya bakma, benim dediğime bak son bir
yılda gıda fiyatları öyle yüzde 20’ler, 25’ler değil sadece yüzde 12 arttı.’
diyor.” dedi.
İŞSİZLİKLE
BİRLİKTE YOKSULLUK DALGASI DA GELİYOR
Yaptığı açıklamaları sürdüren Öztrak, “Diğer
yandan ülkenin iş gücü de hızla eriyor. Şubat ayında 2 milyon yurttaşımız,
işgücünün dışına çıktı. Yani ne iş arıyor, ne başka hiçbir şey yapmıyor, evde
oturuyor. İnsanlarımızın iş bulma umudu kalmamış, artık iş bile aramıyorlar.
Gerçek işsizlerimizin sayısı 9 milyonu aşmış. Önümüzdeki hafta Mart ayı
işsizlik rakamları açıklanacak. Sayın Erinç Yeldan ve Ebru Voyvoda’nın son
yaptığı çalışma da bundan önceki çalışmalarda olduğu gibi korkunç bir işsizlik
dalgasının yaklaştığına işaret ediliyor. 2020’de işsizler ordumuza 6 milyonun
üzerinde yurttaşımızın eklenebileceği hesaplanıyor. Böyle bir işsizlikle
beraber tabi büyük bir yoksulluk dalgasının gelmesi de kaçınılmaz. Sorun çok
ciddi. Ama Saray Sosyetesi’nin umurunda bile değil.” diye konuştu.
Benzer Haberler
- Erasmus Kapsamında Gönderilen 122.577 Euro Nerede?
- CHP Tekirdağ Milletvekili Aygun: “Yerel Basının Nefesi Kesiliyor!”
- O Madde Metinden Çıkmadıkça, Tezkereye “Hayır” Denmeli!
- Tekli Öğretime Geçiş İçin, Tekirdağ’a 91 Okul Yapılması Gerekiyor!
- Öztrak; “Türkiye, Kızıl Karanlık Pazartesi’ye Uyanır!”
- Genel Başkan Ümit Özdağ, “Bakanlık” Pazarlığı Yapmadı!
- CHP Sözcüsü Öztrak: "Öz Yurdunda Garip, Öz Yurdunda Parya!"
- Öztrak; ‘Deepfake’ Kumpası’nı, İletişim Başkanlığı’na Bağladı!
- Özcan: “Çorlu’yu, Büyük Hedeflerine Kavuşturacağız!”
- Ekrem İmamoğlu Coşkusu, Atatürk Meydanı’na Sığmadı!