Marçep'in 42'nci Olağan Toplantısı Gerçekleştirildi
Moderatörlüğünü Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD)
Babaeski Şube Başkanı Hüseyin Taşkın'ın yaptığı toplantıda; Trakya Üniversitesi
eski Rektörü Prof. Dr. Osman İnci, Marmara Üniversitesi Enerji Enstitüsü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tanay Sıtkı Uyar, İstanbul Üniversitesi Onkoloji
Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, Çorlu Kent Konseyi Başkanı Ramadan Cesur
ve Çorlu Kent Konseyi Çevre ve Sağlık Komisyonu Başkanı Murat Sevgi de birer konuşma
yaptı. Organizasyona katılan izleyicilerin sorularının da cevaplandırıldığı
toplantının ardından MARÇEP Yürütme Kurulu Toplantısı da Babaeski'de
gerçekleştirildi.
ADD Babaeski Şubesi, Kadıköy Bilim Kültür ve
Sanat Dostları Derneği (KADOS), İğneada Çevre Derneği, Çorlu Kent Konseyi,
Kırklareli Doğal Yaşamı Koruma Vakfı, TMMOB Kırklareli İl Koordinasyon Kurulu, Kırklareli
Kanser Savaş Derneği, Uzunköprü Çevre Gönüllüleri Derneği, Çorlu Çevre
Gönüllüleri Derneği ve Saray Kent Konseyi'nin katılımı ile gerçekleştirilen
Yürütme Kurulu Toplantısı’nda hazırlanan sonuç bildirgesinde şu konulara dikkat
çekildi:
“Marmara’da çevre kirliliği ileri boyutlara
ulaşmıştır. Çevre kirliliğinin insan sağlığını önemli ölçüde etkilediği ve kansere
neden olduğu bilimsel çalışmalarla belgelenmiştir. Ayrıca İğneada’ya termik
santral yapılması, Çorlu-Karatepe’ye katı atık bertaraf tesislerinin kurulması,
Çorlu-Yakuplu Köyü’ne “angus ahırı”nın yerleştirilmesi, bölgedeki
plansızlığının somut örnekleridir. Temiz enerji üretimi açısından çok önemli
kaynaklara sahip olan ülkemizde kömür ve çöpten enerji elde etme amacına
yönelik yatırımlar bilimsel ve ekonomik değildir.
Avrupa’nın en büyüğü, 2 bin 511 dönümlük
İğneada Longozu ciddi tehdit altındadır. Beğendik Köyü civarına Trakya Entegre Termik
Santrali kurulması girişimi, İğneada Longozu’nu tamamen bitirecektir.
Çorlu-Yakuplu Köyü’nde kurulan ahırda hayvanların
vahşi ortamda tutulmasının ötesinde, bu hayvanların gübrelerinin kokusu bölgeyi
yaşanmaz hale getirmiştir. Ayrıca bu barınaklarda hayvan kesimi yapılması
hukuksuzluğun boyutlarını göstermek açısından somut örnektir. Bu hayvan
barınaklarının kapatılması yönünde alınan kararların derhal uygulanması
vazgeçilmezdir.
Çorlu-Karatepe’ye kurulmak istenen katı atık
bertaraf tesisleri, Trakya’daki çevre kirliliğini bir kat daha arttıracaktır. Katı atık bertaraf tesislerinin bölgedeki su ve toprak
kirliliğine, hava kirliliğini de ekleyeceği açıktır. 875 bin ton
kapasitesi olduğu bildirilen tesislerin yaratacağı hava kirliliğinin yanında
yaşanacak trafik yoğunluğu ve egzoz gazlarının oluşturacağı kirlilik göz ardı
edilemez.
Ülkemiz temiz enerji elde edebilecek,
dünyanın sayılı ülkelerinden birisidir. Neden yüzde 100 yenilenebilir enerji
elde etmek olanaklarımız varken termik ve nükleer enerjiye bağımlı kalınmak
isteniyor? Özellikle rüzgâr enerjisi veriminde, son 30 yılda dünyada 500 misli
artış vardır. Küresel hedef, enerji ağının gelecekte yüzde 100 yenilenebilir
enerji elde etmeye dönüşmesidir. Planlamalar kesinlikle temiz enerjiden yana olmalıdır.
Ergene Nehri kirliliği, Türkiye’de kirlilik
sembolü olmuştur. Sanayi kanalizasyonu halindeki nehir suları ile yapılan sulu
tarım alanlarında özellikle ağır metaller bağlamında toprak kirliliğine dönüşmeye
başlamıştır. Birkaç yıldır öne sürülen temizleme söylemlerine rağmen, nehir
kirlilik bulgularında bir değişiklik olmadığı, bu yaz yapılan su analizleri ile
bilimsel kanıtlanmıştır. Bu kirliliğin su, toprak, bitki ve ürün yoluyla,
hayvan ve insanlara ulaşması kaçınılmazdır. Bazılarının kanserojen olduğu
bilinen ağır metaller (eser elementler) nehir suyunda, nehir çevresi
topraklarda ve yetişen bitkilerde toksik düzeyde bulunmaktadır. Ülkemizde yapılan
birçok çalışmada da bu maddelerin kanserli dokularda, normal dokulara oranla
anlamlı düzeyde yüksek olduğu gösterilmiştir.
Endüstriyel tarım ürünlerinin yanı sıra gıda
maddelerinin uzun süreli saklanabilmesi için eklenen katkı maddelerinin insan
sağlığına ciddi olumsuz etkileri olduğu gerçeğini belirtmek gerekir. Özellikle
süt ve et ürünlerinin işlenmesi sürecinde eklenen katkı maddeleri sağlık
açısından ciddi tehditler oluşturmaktadır. Su ve toprak kirliliğine bağlı tarım
ürünlerindeki ağır metallerin yanı sıra besinlerin uzun süreli saklanması
amacıyla eklenen katkı maddeleri sağlık açısından çok özel bir önem
taşımaktadır. Günlük yaşamımızda her an kullandığımız sucuk, salam, sosis gibi
et ürünleri ve süt, yoğurt, yumurta gibi gıda maddelerine eklenen katkı
maddeleri sağlığı ciddi olarak etkilemektedir. Bu ürünlerin yanı sıra sebze,
meyve ve hububat tüketiminde de doğal kaynakların tercih edilmesi
vazgeçilmezdir.
Trakya’nın koruma ve kalkınma anayasası olan
“Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı” bilindiği üzere iptal edilmiş, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi(İBB)-İMP ve Kentsel Tasarım Merkezi tarafından yapılan
Trakya’yı İstanbul’un amaçlarına göre düzenleyen plan yürürlüğe girmiştir. Bu
planın iptaline karşı açılan davanın sonuçlanmamış olması kaygılarımızı arttırmaktadır.
Zira yürürlükte olan plana göre tahsisler, satışlar, kiralamalar, meraların
amaç dışı kullanımı geri dönüşümsüz olarak sürmektedir. Kalanı kurtarmak için
yargı kararı umudumuzdur.”
Benzer Haberler
- TREDAŞ’ın Güvenli Göç Güzergâhındaki Leylek Yuvaları Hazır
- Deniz Çöplerinin Yarısını, Ambalaj Atıkları Oluşturuyor
- Temiz Nefes'e Gelen Şikâyetler Takip Ediliyor!
- SECAP İç Paydaş Eğitimleri Tekirdağ'da Başladı
- İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Eğitimlerine, 650 Öğrenci Katıldı
- Depolama Tesisi, Eski Milletvekili ile Başkanı Karşı Karşıya Getirdi!
- SECAP Açılış Toplantısı Tekirdağ’da Gerçekleştirildi
- Abdülhamit Han Ortaokulu, Zirvede Yer Aldı
- Çorlu Kent Konseyi, PAKOP’la İlgili İtirazda Bulundu!
- Kumluca Deresi’ndeki Islah Çalışmaları Devam Ediyor