Salla Başını, Versinler Maaşını…
Atıf Mutlu
Gazetelerde güzel vatanımın tarımsal
verilerini okuyorum;
-Dünyanın en pahalı girdilerini (mazot–gübre-elektrik vb) bizim çiftçimiz kullanıyor.
-Köylerde karnını doyuramayan 2,5 milyona yakın köylü üretici, çiftini-çubuğunu bozarak göç etmek zorunda kalıyor.
-Tarım alanları son 8 yılda 1,3 milyon hektar
(Çorlu, Çerkezköy ve Marmara Ereğlisi kadar) azalarak, günümüzde 8 milyon
hektara geriliyor.
-Ankara büyüklüğünde arazinin ekilmeden boş
bırakılmasına karşılık, 12 milyon ton buğday ithalatı yapılıyor ve karşılığında
3,5 milyar dolar ödeniyor.
-Türkiye, 6 milyon ton ayçiçeğini işleyecek
kapasiteye sahip olmasına rağmen, yağlı tohumlu bitkilerde ve özellikle
ayçiçeğinde ithalatçı oluyor.
-2009 yılında, ithal bitkisel yağlara 2,2
milyar dolar ödeniyor.
Kendimi çok sıkmışım… Başıma ağrılar girdiği
için gözlerimi televizyona kaydırıyorum. Ekranda, belirli zümrelerin akıl almaz
lüks yaşantıları gösteriliyor. Gelişmiş ülkelerde kıyamet kopartacak bu tezadın,
ülkemde tevekkülle (“Aman başım belaya girmesin!”, “Amaaan, bana ne?”, “Memleketi
ben mi düzelteceğim?” gibi duygularla) karşılandığını görünce şeytan dürttü.
Antalya Defterdarı merhum Abdullah Çağlayan’ın, bundan tam 70 yıl önce yazdığı
şiirinden şu dizeler geldi aklıma:
“Ey Çağlayan, bulmuşsun şimdi
kemal yaşını,
Kazanmak istiyorsan bu hayat
savaşını,
Yemelisin hakikat denen zehrin
aşını,
Ne derlerse desinler, salla
derhal başını,
El oğuştur, gerdan kır, versinler
maaşını…
Tatar Ağası gibi böyle dolaşma
yaya,
Eloğluna baksana ne ar kalmış ne
hayâ,
Sen de bir dayı bulup sırtını ona
daya,
Ne derse huuu!… diye hemen salla
başını,
El oğuştur, gerdan kır, versinler
maaşını…
Kör kadıya şehla de, incitme
düztabanı,
Düşküne nasihat ver, kodamana
abanı,
Zengin ol, sen de aşır her dağdan
arabanı,
Tekerine taş korlar sallamazsan
başını,
Uslu otur, hoş geçin, al gitsin
maaşını…
Köpeklerle hırlaşma, tepişme p..
katırla,
Hamamda kavga olmaz soyu bozuk
natırla,
Kulağına küpe yap bu sözümü
hatırla,
Kim ne derse huuu!… diye hemen
salla başını,
Eğil bükül, gerdan kır, zıkkımlan
maaşını…
Tıkamış kulağını herkes hakkın
sesine,
Bir cevahir kutusu olsan, kimin
nesine,
Seni feda ederler elin çin……,
İşin iyisi huuu!.. deyip
sallamaktır başını,
Eğil bükül, gerdan kır, versinler
maaşını…
Unutma bu ocağın bir adı
asiyaptır,
Sen de bir dolap çevir,
apartmanını yaptır,
Hakikate ne gerek? Bu memnu
kitaptır,
Sana lazım olan şey sallamaktır
başını,
El oğuşturup, bel büküp, almaktır
maaşını…
İrtikâpla irtişa sanma ki zor bir
iştir,
İlmini bilemezsin adı; alış veriştir,
Usulünü öğren de bu nimetten
veriştir,
Sana lazım olan şey sallamaktır
başını,
Gerdan kırıp, bel büküp, almaktır
maaşını…
Bir güvercin eder mi atmacalarla
yarış?
Öğrenmedin dünyayı gezdin de
karış karış,
Gel vazgeç bu sevdadan, sen de
kervana karış,
Ne derlerse desinler, salla
derhal başını,
El oğuştur, gerdan kır, versinler
maaşını…
Bir haksızlık görünce, köpürme
isyan etme,
Bir hak için kendine dik kafalı
dedirtme,
Doğru yolu, düşene göster de
kendin gitme,
Ne derlerse desinler, salla
derhal başını,
El oğuştur, gerdan kır, versinler
maaşını…
Diyorlar ki taç bile, baş
eğilmezse konmaz,
Önünde eğilene kılıç dâhi
sokulmaz,
Dik durdukça başına devlet kuşu
da konmaz,
Bu dünyada kaide sallamaktır
başını,
El öpüp, etek öpüp, almaktır
maaşını…
Bir soğan soyulurken yaşarıyor da
gözler,
Hazine soyulurken aldırmıyor
öküzler,
Hayâdan eser yoktur, nafile bütün
sözler,
Beyhude inat etme, salla hemen
başını,
Gerdan kır, belini bük, al gitsin
maaşını…”
1941 yılında defterdar Abdullah Çağlayan,
“emek harcamadan rahat yaşamın sırrına eren zat-ı muhteremleri” anlatmış bu
şiirinde. “Bana kimse dokunmasın ama bozuk olan her şey düzelsin” diye bekleyen
“zekâ küplerini”, “hangi kayığa binerse onun küreğini çekenleri”, “kişiliğiyle
asla kendisi olamayanları” ve “her devrin adamı olan yağdanlıkları” görseydi
ansiklopedi yazardı herhalde…
Bu arada, “İleri görüşlü adam olmak” ne
demekti?
Atıf Mutlu Köşe Yazıları
- Vicdanım Reddediyor!
- Şike Yasası Veto Edilmiş (!)
- Şaşırdınız Mı? Hayret!
- Enflasyon Hesabı
- Havada Angus Kokusu Var!
- Aziz Şehitlerimiz! Sizlerden Özür Diliyorum…
- Hangi Darbe? Hangi Darbeci?
- Ulus, Egemen Mi?
- Ölçülemeyen Büyümeler…
- Cumhuriyet Köyleri
- Polis Devletine Doğru
- Aaa! Yavrum Bak Kocaman Bir Kuş
- Açılımda Da Hedef 2023 Mü?
- Melleler Geliyor!
- O Kadar Temizsiniz Ki!...
- Suç, Atatürk'ün Kardeşim!
- Hangi Müslüman Kardeşimiz Yardıma Muhtaç?
- Öyle Kardeş İstemiyorum
- Andımız Ve Dr. Reşit Galip
- Terörün Görünmeyen Yüzü
- Tohumuna Para Mı Verdik?
- Bakan Dediğin…
- Kötü Fikirler Üşüşür Mü?
- Protestocu Odtü
- Sesimiz Çıkmıyor, Alıştık Bile!
- Biz Memed'i, Kumarda Kaybettik
- Soruyorum!
- Adalet Bakanı Haklı
- Hutbelerden, Atatürk Kaldırıldı
- Türk Müsün, Türkiyeli Mi?
- Ne Hasta Olun, Ne De Şifa Arayın…
- Vekillere Ulufe
- Amerika Birleşik Devletleri Seferi
- Hükümete Teşekkür Ediyorum...
- Kimi Şikâyet Edelim?
- Bize Her Gün Bayram
- Dervişin Fikri…
- Kafaların İçine Bakmak Lazım…
- Kutu Kutu Pense
- Kaş Yaparken Göz Çıkarmak
- N'olmuş?
- Unuttun Mu Yoksa?
- Bu Boku Neden Yedik?