Hani bazen öyle anlar vardır ki; bir melodi, bir koku, bir görüntü anıları aniden canlandırıverir.

Geri dönüşüm kutusuna yollanmış, zaman aşımına uğramış anılar, miadı dolmuş hesaplaşmalar, yarım kalmış aşklar, küllenmiş kavgalar, dipdiri, capcanlı önümüze dikiliverir.

İşte o anlarda, bazen durup dururken hırslanırız yıllar önce ayağımızı kaydırmak isteyen iş arkadaşımıza…

Belki kendimize kızarız; “Ne yanlış yaptım, alacaktım o evi” diye.

Ya da buruk bir gülümseme yerleşir dudağınıza, babanızın kollarındaki mutluluğu hatırlarsınız veya “Keşke” dersiniz: “Keşke bambaşka bir zamanda, bambaşka bir durumda tanımış olsaydım onu, ne müthiş bir aşk olurdu.”

“Sliding Door” adında bir film vardır, yaşanan bir olayın iki farklı versiyonunu anlatan.

Kadın bir gün işten evine döner ve sevgilisini yatakta başka bir kadınla yakalar, olayın diğer versiyonunda ise kadın eve dönerken metroyu kaçırır ve eve geldiğinde sevgilisini masanın başında çalışırken bulur.

Ancak film işte bu noktadan sonra başlar, iki farklı durumda kadının ve adamın hayatlarının nasıl yol aldığı serilir gözümüzün önüne.

Hayat bir seçimler toplamıdır derler.

Karar vermemiz gereken bir noktada her zaman tek bir çıkar yolu yoktur, bazen 2, bazen 3, bazen de daha fazla seçenek vardır.

Ama sonuçta seçimi, biz yaparız.

Seçimi yaptıktan yıllar sonra geride, keşkeler, amalar, pişmanlıklar bazen de iyi ki yapmışımlar kalır.

İşte bugün bana bu satırları yazdıran kitaplığımda Mario Levi’nin bir kitabını ararken önüme çıkan küllenmiş anılar oldu.

O kitabın sararmış sayfaları arasında bulduğum birkaç kurumuş sarı lale yaprağı, hayat seçimlerinin bir hesaplaşması oldu.

Yıllar sonra bulduğum o birkaç sarı lale yaprağı,

Aslında öyle büyük anlamlar taşıyordu ki benim için; özlemler, bekleyişler, kavuşmalar, sızılar…

Bir aşktan geriye kalmış bir avuç anı.

Şimdi kitaplığımın rafında, sızısı hala yüreğimde…

Elif’in Notları’ndan:

*Dire Straits’in efsanevi gitaristi Mark Knopfler, yeni solo albümü “Privateering”in tanıtım konseri kapsamında 27 Nisan 2013 tarihinde İstanbul Sports Arena’da hayranlarıyla buluşacak. Bu efsanevi müzisyenin konserini kaçırmayın!

*Orijinal adı “De Rouille et D’os” olan ve Türkiye’deki ilk gösterimi, İstanbul Uluslararası Bağımsız Film Festivali’nin kapanış gününde yapılan “Pas ve Kemik” isimli film, 3 Mayıs’ta gösterime giriyor. Oscar ödüllü Marion Cottillard’ın bu filmdeki performansıyla Golden Globe 2013 en iyi kadın oyuncu ödülü adayı olduğu film, bir kaza sonucu iki bacağını kaybeden bir kadınla, Cezayirli Ali’nin trajik aşk hikâyesini anlatıyor. Oldukça etkileyici bir film, tavsiye derim.

*Ve bir müzik haberi daha… Rock tarihinin en önemli gitar virtüözlerinden biri olan Joe Satriani, 18 Mayıs akşamı konser vermek için Küçükçiftlik Parkı’nda Türk müzikseverlerle olacak. Gitarcıların hocası olarak bilinen ve öğrencileri arasında; Steve Vai, Metallica'dan Kirk Hammett, Testament'dan Alex Skolnick, Primus'tan Larry Lalonde’nin bulunduğu ünlü müzisyeni seyretmek, isteyenler için unutulmaz bir gece olacak.

Bir kadın bakıyor pencereden; mutsuz. Bir adama geçiyor karşı kaldırımdan; umutsuz. Aşk tam ortada duruyor, adam bakıyor, kadın ağlıyor, aşk geçip gidiyor…

Dostoyevski