Ozan'lar Okusun
Nijat Ayvaz
Son günlerde dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama bir Annenin verdiği hukuk mücadelesinde tüm dünyanın anneleri yürek yüreğe geldi. Her anne ya da baba için evladı altın değerindedir. Kendi canınızdan dünyaya getirdiğiniz minik bir yüreğin büyüyüp, bir insanlık ayıbıyla karşı karşıya kalacağını düşünemezdiniz değil mi?
Sedef ve Ogün Sanlısoy çiftinin minik çocukları Ozan otizmli doğdu. Çoğumuzun duyduğu ama genel bir kanının ötesinde pekte fikir sahibi olmadığımız bir konudur otizmli olmak. Sedef Erken Sanlısoy, oğlunu evinin yakındaki okula yazdırmak istiyor. Fakat okul yönetimi, Ozan’ı otistik olduğu için okula kabul edemeyeceklerini söylüyor. Yapılan tüm çabalarına rağmen okulu ikna edemeyen anne sonunda oğlu için bir hukuk mücadelesi başlatmaya karar veriyor. Ozan’ın annesi; “Bu iş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde son bulacaksa, oraya da gideceğim. Gerekirse mahkeme önünde çadırımı kurar, evladım için mücadelemi veririm” diyor. Bizim yetkililerimiz şimdilik verilen bu hukuk mücadelesine kulaklarını tıkasalar da, otizmli çocukların sosyal bir ortamda ve normal eğitim şartlarında okumalarının önemini yadsıyamayacakları gerçeği önümüzde duruyor. Öncelikle şunu hep birlikte anlayalım ki ‘otizm’ bir zekâ geriliği değildir. Doğru şartlar ve ‘zaman’da yaşıtlarıyla birlikte okula giderlerse, hayatın içine gayet rahatça karışan otizmli miniklerimiz var. Onlara verilecek eğitimin en doğru yolu da ‘ilgi’, ‘sevgi’ ve ‘kucak açmaktan’ geçiyor. Dışlamakla değil…
Bir annenin verdiği ve sosyal medya üzerinden başlattığı imza kampanyası, kısa sürede binlerce insanın imzasıyla dikkat çeken bir aşamaya geldi. Ozan, Türkiye’de birçok aynı sorunla karşılaşan emsallerinin sorunlarını dile getiren bir kahraman. Annesinin, toplumumuzun görmezden geldiği otistik çocuklar konusunu gündeme taşıma cesaretini takdir etmek gerek! Verdiği hukuk mücadelesini de umuyorum en kısa zamanda kazanacak ve Ozan diğer yaşıtları ile normal bir okulda, eğitimine başlayacak. Ve o zaman görülecek ki, Otizm bir zekâ geriliği değildir… İnsan önce kafadaki özürlerinden kurtulduğunda, yaşanacak mucizelerin her an yanı başında olduğunu görecektir. Bu ayrımcı zihniyetle bir çocuğun eğitim hakkının elinden alınması korkunç bir olay. Evet, otizm bir zekâ geriliği değildir… Ama Ozan’ın okumasını engelleyen zihniyet, tam bir zekâ geriliğinin ürünü değil de nedir?
Sevgili dostlar, “Ozan için 1 imza da sen ver” kampanyası; hepimizin desteğiyle sağır ve kör bazı kesimlere bir annenin ve babanın çocukları için verdikleri bu mücadeleyi duyuracak ve çözüm getirmeye zorlayacaktır. Bir imza da Ozan için benden…
Nijat Ayvaz Köşe Yazıları
- “O Ses”Ten Aranan “O Ses” Çıkar Mı?
- “Avrobeskçi” Can Bonomo Ile Ne Alırız?
- Muck (Müzik Umutları, Cesaretleri Kanatlarıydı)
- Mimik Nakliyle Kahkaha Atmak
- Çanakkale'ye, Adım Adım Yürümek...
- Dış Politikada Yaşanan Akıl Tutulması Ve Suriye
- Kanserin Pençesindeki Türk Halkı
- Sarkozy Gitti, Darısı Merkel'in Başına
- Telafisi İmkânsız Zamanları Boşa Harcamak
- Alkış Sorumluluk Getirir
- Mutlu Musun?
- Şaman
- 30 Ağustos'tan Bir Gün Önce Doğmak
- Merkez İlçe İsmine İtiraz
- Esat'a Reset Atamamak
- İlkelerin Olacak Arkadaş!
- Monokromatik Yalnızlık
- Adam Olacak Çocuk
- Gravdan Tarihçiler Devri
- Ekmek Kokusu
- İyi Çingeneler, Kötü Çingeneler
- Basın Kardeşliği Gerçekleşebilir Miymiş?
- Kemik Hırsızları
- Neden Türkiyeli Denmez!
- Başarı, Sıradan Bir Ödüldür Aslında
- Rakı Tekirdağ'dır, Tekirdağ Da Rakı…
- Öfkelenin!
- Bebek Katili Apo'ya Nobel Barış Ödülü Yolu Açıldı
- Yaşananları Doğru Okumak!
- Anlat Kızım Marika
- Kastro İçin Neyi Bekliyoruz?
- And Olsun Ki…
- “Basına Yasaktır Gardaşım, Giremezsin!”
- Tesadüfen