Eski Çorlu Devlet Hastanesi'nin, Toki'ye Verileceği Iddiaları Doğru Mu?
Verilen soru önergesinde Köprülü; “1963
yılından bu yana Çorlu’da hizmet veren, Çorlular’ın, hayırseverlerin katkılarıyla
daha geniş kitlelere hizmet vermesi için milyonlarca lira bağışların yapıldığı Çorlu
Devlet Hastanesi, komik gerekçelerle kapatılıyor. Yeni binaya taşınması
gündemde olan hastane binasının, ihtiyaç olmayacağı ve Bakanlık hizmetleri için
de kullanılmasına gerek olmadığı savunularak atıl olduğuna karar verilmiştir.
Bu konuda
Sağlık Bakanlığı’nın vermiş olduğu karar ektedir” dedi.
Akıllara,
rant hesaplarını getiriyor
Köprülü, önergede; “300 bine yakın nüfusuyla
Türkiye’nin en büyük ilçelerinden birisi olan Çorlu’da, tek devlet hastanesi
hiçbir ihtiyacı karşılamazken, tüm çevreler ikinci bir hastane ya da bir
ihtisas hastanesi ihtiyacını dile getirirken, Sağlık Bakanlığı’nın bu kararıyla
Çorlu’nun tek hastaneye mahkûm edilmesi çok manidardır. Eski Çorlu Devlet Hastanesi’nin
bulunduğu arazinin oldukça değerli olması, konumu itibariyle işlek bir yerde
bulunması da akıllara rant hesaplarını getirmiştir. Eski hastanenin alışveriş
merkezi olarak değerlendirileceği haberleri de yıllardır bu hastane için emek
vermiş, maddi ve manevi destek vermiş tüm çevrelere yapılacak olan en büyük haksızlık
olacaktır. Tüm bunların yanında, Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan kararda;
“Hastane binasına ihtiyaç olmadığı ve binaların Bakanlık hizmeti için
kullanılmayacağından vatandaş hisselerinin iadesi” kararı alınmıştır. Kararda
ayrıca geriye kalan Hazineye ait bölümün Bakanlıkça değerlendirileceği”
ifadelerinin de hiçbir yasal dayanağı yoktur” ifadelerine yer verdi.
Tarafımızca
burası, artık kamunun malı olmuştur
Verilen soru önergesinde Köprülü; “Aşağıda
açıklanacağı gibi tarafımızca burası, artık kamunun malı olmuştur. Şöyle ki:
Bilindiği üzere 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 2003 yılında Anayasa
Mahkemesince iptal edilen 38. Maddesi kamulaştırmalarda 20 yıllık hak düşürücü
süre uygulamasını düzenlemekteydi. Söz konusu düzenlemeye göre fiili el atma
tarihinden itibaren 20 yıl içerisinde dava açılmamış ise kamulaştırmaya ilişkin
dava ve talep hakkı ortadan kalmaktaydı. Ancak uygulamalarda ortaya çıkan
sorunları gidermek adına; “Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, iptal edilen 38’inci
Madde’nin uygulamasına dair verdiği ekte de özetini sunduğumuz 25.05.2005
tarihli kararında; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından önce yani 2003
yılından önce 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun’unun iptal edilen 38’inci Maddesi’nde
belirtilen 20 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise mülkiyet hakkının sona erdiği
ve taşınmazın idarenin mülkiyetine geçeceğini” belirtmiştir. Hukuki durum
budur. Yani Çorlu Devlet Hastanesi’nin yapıldığı tarih olan 1963 yılından 20
yıl sonraki tarih olan 1983 yılında hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebi
ile taşınmazlar idarenin yani kamunun mülkiyetine intikal etmiştir. Kanun ve
mevzuat bu konuda çok açıktır. Hal böyle iken Sağlık Bakanlığı’nın “Hastane
binasına ihtiyaç kalmamıştır. Binalar, Bakanlık hizmetleri için
kullanılmayacaktır” diyerek halk için kamu hizmeti için kullanılan söz konusu
yerleri özel kişilere ve şahıslara devretmek istemesi ve bu konularda
girişimlerde çalışmalarda bulunulması hem Çorlu halkına büyük bir haksızlık,
hem de kanuna aykırı bir uygulamadır. Bu alan Çorlu halkına ait bir alan ve
Çorlu halkının yararına kullanılması gereken bir alandır. Sağlık Bakanlığı’nın
söz konusu kararı; halkın ve kamunun menfaatini koruyan bir karar değildir”
dedi.
TOKİ’ye
verileceği yönündeki iddialar doğru mu?
Köprülü, önergenin devamında, şu ifadeleri
kullandı:
“1-1963 yılından bu yana yaklaşık 300 bin
nüfusa sahip Çorlu ilçemizde tek devlet hastanesi olarak hizmet veren Çorlu devlet
hastanesinin ihtiyaç olmadığı gerekçesiyle kapatılmasını Çorlu halkına karşı bir
haksızlık olduğunu düşünüyor musunuz?
2-Bakanlığınız tarafından bu hastaneye
ihtiyaç olmadığı ya da başka bir amaçla kamunun yararına kullanılmasına ihtiyaç
olmadığı yönünde bir tespit neye dayanarak yapılmıştır?
3-Sivil toplum kuruluşları ve kamuoyunun bu
hastanenin kapatılması yerine İhtisas hastanesi ya da kamu hizmetine yönelik
başka bir amaçla değerlendirilmesi yönünde ki önerilerini hiç dikkate almıyor
musunuz?
4-İadesi düşünülen taşınmazlarla ilgili yukarıda
ayrıntılı olarak belirtilen “hak düşürücü sürenin” dolması sebebiyle
parsellerle ilgili idare adına tescili için bir dava açılmış mıdır? Çorlu halkının
ve vatandaşlarımızın zararına ve açık olarak kanuna da aykırı Bakanlığın bu
kararı ile ilgili herhangi bir soruşturma açılmış mıdır, açılacak mıdır?
5-Sağlık Bakanlığınızca yeni devlet hastanesi
yapılmasının karşılığı olarak eski devlet hastanesi arazisinin TOKİ’ye verileceği
yönündeki iddialar doğru mudur?”
Konuya
ilişkin olarak, Sağlık Bakanlığı’nın vermiş olduğu karar
“Yargıtay Hukuk Genel
Kurulu
Tarih: 25.05.2005
Esas No: 2005/5-288
Karar No: 2005/352
2942 - KAMULAŞTIRMA
KANUNU 38 / 38
4721 - TÜRK MEDENİ
KANUNU 705 / 705
ÖZET: Somut olayda; davacı idarenin tapuda davalı adına kayıtlı bulunan
taşınmazın tamamına kamulaştırma yapmadan, 1968 ve 1980 yıllarında iki ayrı
bina inşa etmek suretiyle elattığı anlaşılmaktadır. 2942 Sayılı Kanun’un
38’inci Maddesi’nde yazılı 20 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması
nedeniyle; 12.08.2002 tarihinde görülmekte olan dava açılmış, Anayasa
Mahkemesi’nin 04.11.2003 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 10.04.2003 gün ve
2002/112 esas, 2003/33 karar sayılı kararı ile 2942 Sayılı Kanun’un 38’inci
Maddesi iptal edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin
iptal kararından önce, 2942 Sayılı Kanun’un 38’inci Maddesi’nde öngörülen 20
yıllık hak düşürücü süre geçirildiğinden davalının mülkiyet hakkı sona ermiş,
taşınmaz artık tesisi yapan davacı idarenin mülkiyetine geçmiştir.
Olayda gerek 4721
Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705/2. Maddesi, gerekse 2942 Sayılı Kamulaştırma
Kanunu’nun 38’inci Maddesi uyarınca davacı idare yararına gerçekleşmiş ve
tamamlanmış hukuki durum söz konusu olup, bu nedenle Anayasa Mahkemesi’nin iptal
kararından etkilenmeyeceği açıktır.
Bu nedenle 20 yıllık
hak düşürücü süre iptal kararından önce doğduğundan; yerel mahkemece
taşınmazın, gerçek hak sahibi durumuna gelen davacı idare adına tesciline karar
verilmesi usul ve yasaya uygundur.”
Benzer Haberler
- Ramazan Bayramı Sofraları, Sağlığınızdan Etmesin!
- SSPE Hastaları ve Yakınları Çare Arıyor!
- Minik Öğrencilere, Ağız ve Diş Sağlığı Eğitimi Verildi
- Başkan Yüksel, Tüm Vatandaşlara Aşı Çağrısında Bulundu
- Vatandaşlarımızın Sağlığı, Bizim Sağlığımızdır!
- Ergene Belediyesi, Aile Danışmanlığı Hizmetine Başladı
- Koronavirüs (COVID-19) Salgınıyla Mücadelede Taviz Yok!
- Rumeli İskelesi, COVID Aşı İstasyonu Haline Geldi
- Tura Katılan 35 Tekirdağlı, Karantinaya Alındı
- 24 Bin 82 Aile Hekimine, “Sosyal Medya” Ayarı Verildi!