İmar Planı Kriptoları
Mehmet Ali Esmer
Çorlu Mimarlar Odası’nın rutin Çarşamba günü
toplantılarının son oturumunu, 05 Mart günü gerçekleştirdik. Toplantımızın ana teması;
Çorlu’da uygulanması planlanan “1/1000 Ölçekli İlave Uygulama İmar Planı Plan Notları”
üzerine değerlendirmelerde bulunmak ve askı sürecinde olan söz konusu “Uygulama
Hükümleri”nin itirazına konu olabilecek maddeler hakkındaki görüşlerin
belirtilmesiydi.
Daha hazırlık aşamasında Çorlu Mimarlar Odası
ile işbirliğine gidilmesi gereken bu önemli konu metninin askıya çıktıktan
sonra Oda’ya gelmesini, son zamanların meşhur deyişi ile hakikaten ‘manidar’ buldum. Bununla birlikte önümüze
düşen metnin -‘ara eleman’ muamelesine
maruz bırakılan bizlerden ziyade-, rantiye
mezhebi ve meşrebinin emir ve
görüşlerinin paylaşımı doğrultusunda hazırlanmış gibi durması da cabası. Neden
mi, cevabı basit! Askıda olan yeni kararlar doğrultusunda parsellerde kalan son
toprak alanların, ‘zemin terası’ adı
altında imar talanına arz edilmesi,
aklı başında olan herkese herhalde yeterince ipucu verecektir.
Maddelerine madde, şıklarına şık eklenerek
genişletilen revize imar plan notları, ülkemizdeki mevcut yapının daha da
karmaşık bir hal almasına neden oluyor. Yenileme adı altında durmadan yapılan
değişiklikler, yerel imar plan notlarını adeta “Gordion Kördüğümü” haline getiriyor. Zira toplantıda hazır bulunan
meslektaşlarımın hal ve vaziyetleri de, bulmaca
çözmek için bir araya gelen nitelikli bir grubun gerçekleştirdiği beyin
fırtınasından başka bir şey değil! Revize edilen imar plan notlarının mevcut
çarpık kentleşmeyi engellemesi, pek mümkün gibi gözükmüyor. Üstüne üstlük;
mevcut çarpık yapılaşmaya, ‘betonlaşma’
refakatinde yeni ‘açılım’ ve ‘ivme’ kazandıracağı da muhakkak…
İşin bir diğer ilginç yanı ise; mevcut
parselasyonlar üzerinde belediyelerin, mimarlara tasarım yapacağı bir açık alan
bırakmaması. Temelinden-inşaat alanına, çıkmalarından-çekmelerine, zemin
terasından- çatı biçimlerine kadar birçok konuda tasarımı bağlayan tüm
biçimlendirmeler, bu kararname genel hükümleri çerçevesinde, bulmaca halinde
çözülmesi gereken ‘kriptolar’ haline
dönüştürülmüş. Ayrıca mimarlar için, bu kriptoları çözümleyebilecek; ‘tek yetkili’, ‘tek sorumlu’, ‘tek ara
eleman’ ve ‘tek teknik ressam’ gibi
bir algı yaratılmış.
Konuyu incelerken, bir husus daha dikkatimi
çekti. O da; bölge siyasetinde halkçı söylemleri ile söz sahibi olan bazı
belediyelerin uygulamalarında yer alan imar konularının, şimdiki hükümet
politikaları ile aynı ‘paralel yapıyı’
idame ettirmesi. Ki bu da göz önünde bulundurulması gereken bir diğer önemli
detay…
Belediyelerde görevli arkadaşlarıma, naçizane
bir çağrım olacak: Çıkarın mimarları aradan, olsun-bitsin be kardeşim! Ne gerek
var mimara-mühendise? Nasıl olsa yazmışsınız tasarımda olması gereken tüm
kararları. Bunları uygulayan bir bilgisayar programı yapın, basın bilgisayarın enter
tuşuna, çıkıversin ilgili parselin projesi. Ne kripto çözdürerek ağrıtın bizim
başımızı, ne de mimara-mühendise para verdirterek üzün bu vatandaşı. Nasıl olsa
sizler, meslek erbaplarından daha iyi biliyorsunuz her şeyi. Böylece meslek
odalarına askı aşamasında danışma zahmetiniz de ortadan kalkar…
Karşılıksız sevgi ile bağlandığım bu yüce millet, mimarlığın; teknik ressamlık olmadığını, fikri ve sanatsal bir eser olduğunu ve bunun da ürününün insan odaklı kimliği olan tasarım eserleri olduğunu inşallah bir gün anlar. Aynen geçmişimizde olduğu gibi…
Zira
biz tarihe, bu büyük eserlerle mühür vurduk.
Sizin gecekondu zihniyetinizin ürünü olan ranta yönelik, insana değer vermeyen çarpık kentleşmenizle değil!..
Saygı ve sevgilerimle…