Yeni Bir Döneme Giderken, Engelliler Yine Yok Sayılmasın!
Atatürk Meydanı’nda düzenlenen ve sunuculuğunu Çiğdem
Şimşek’in yaptığı tören programı, Atatürk Anıtı’na çelenk sunulmasının ardından
gerçekleştirilen saygı duruşu ve hep bir ağızdan okunan İstiklal Marşı’mız ile
başladı. Günün önemini belirten konuşmayı yapmak üzere kürsüye davet edilen ve Engelliler
Haftası’nın başlaması dolayısıyla Türkiye Sakatlar Derneği tarafından
hazırlanan ortak basın açıklamasını okuyan TSD Çorlu Şube Başkanı Canan Naciye
Yurdseven, “Bilindiği üzere 10-16 Mayıs, Türkiye dâhil olmak üzere Avrupa
ülkelerinde Engelliler Haftası olarak kabul edilmekte ve çeşitli etkinliklerle
engellilerin sorunları ve çözüm yolları ele alınmaktadır. Bu yılki Engelliler
Haftası, Türkiye açısından önemli bir dönüm noktasında gerçekleşecektir. Bütün
ülke, 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel
Seçimleri’ne odaklanmıştır. Ancak üzülerek görmekteyiz ki siyasi tartışmalar,
biz engellilerin gündeminin çok uzağındadır. Ne milletvekili adaylarının
belirlenmesinde ne de seçim bildirgelerinde engelliler kendilerine bekledikleri
yeri bulamamıştır. Böyle olması elbette bizleri sorunlarımızı dile getirmekten
alıkoymayacaktır. Tam aksine sorunların sahipleri olarak hep yaptığımız üzere
daha fazla sesimizi duyurmak için çabalamamız gerekecektir.” dedi.
DEPREM, ENGELLİ
NÜFUSUNU DAHA DA ARTIRDI
Yurdseven, “6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan bölgesel
deprem; birçok insanımızı aramızdan kopardığı gibi, birçok insanımızın ise
yaşamının kalan kısmını engelli olarak yaşamasına yol açmıştır. Binlerce
insanımız, yıllardır yaşadığımız sorunlarla yüzleşmek zorunda kalmıştır.
Üstelik bu insanların yeni yaşamlarına uyum sağlamaları için, yine özel bir
terapi dönemi de zorunlu hale gelmiştir. Oysa yapılan birkaç açıklamanın
dışında deprem kurbanlarına, yeterli desteğin verildiği şüphelidir. Yakın
zamanda yaşanan deprem kurbanları başta olmak üzere, engellilerin yaşamlarını
sürdürebilmeleri için gerekli ve hatta zorunlu tıbbi ve diğer sosyal güvenlik
destekleri (ortez, protez, ilaç vb.) ne yazık ki yıllardır keyfiyet nedeniyle
giderek zayıflatılmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu, bu türden gerekli destek
miktarlarını, 2010 yılındaki fiyatlandırmaya göre belirlemeye devam etmektedir.
Bunun anlamı, engellilerin son yıllarda artan enflasyonla birlikte veriliyormuş
gibi görünen desteklere aslında hiç erişemiyor olmasıdır. Verilen destek
miktarları, ürünlerin fiyatlarının yanında olmasa da olur düzeyindedir. Yük,
engellinin üstüne kalmaktadır. İş bulamayan, sadaka mahiyetindeki engelli
aylığı veya destekleriyle günlük gıda gereksinimini bile karşılayamayan
engelliler için tıbbi destek ürünlerinin fiyatları, karşılanamaz durumdadır. Yine
keyfi düzenlemelerle, sürekli değiştirilen ölçütlerle engellilere sağlanan
haklar budanmaktadır. Engelli kotalarıyla iş bulmak, vergi indiriminden
yararlanmak, emekli olmak, sürücü belgesi almak başta olmak üzere birçok hak
elimizden alınmaktadır. Bizzat devlet yasaya uymamakta ve açılması gereken
kadrolara atamalar yapılmamaktadır. Haliyle özel sektör de bu kurala uymamakta,
‘Yakalanırsak cezası daha ucuz!’ diyerek engelli istihdamından uzak
durmaktadır. İstihdam edilen engellilere ise başta ücret olmak üzere her türlü
ayrımcılık yapılmaktadır.
Engelliğin haklarından yararlanması için belirlenen ölçüm
ve ölçüt yöntemleri konusunda Dünya Sağlık Örgütü’nün koyduğu ölçütler çok
açıktır. Mevcut mevzuatımız ise, bu ölçütlere sözde uygun hareket ettiğini
iddia etmektedir. Ancak bugüne kadar DSÖ’nün sistemi Türkiye’de hiç uygulanmamış,
bu nedenle büyük mağduriyetler yaşanmıştır.” diye konuştu.
ULAŞIM HAKKIMIZ,
YILLARDIR ENGELLENİYOR
Konuşmasını sürdüren Yurdseven, “2005 yılında yürürlüğe
giren 5378 sayılı Yasa’yla, toplu ulaşım araçları ve kamuya açık alanların
engellilere uygun hale getirilmesi gerekmekteydi. Ancak bu yasanın ilgili
maddeleri, bugüne kadar hep ertelenmiştir. Birkaç duyarlı kentin dışında,
özellikle toplu taşıma sistemlerinde yeterli ve gerekli düzenlemeler
yapılmamıştır. Engellilerin ulaşım hakkı engellenmiştir. Geçmişte var olan
engelli gruplarına özel okullarımız, birer birer kapatılmıştır. Karma eğitim
için yeterli derslik ve eğitim kadrosu olmadığı için çocuklarımız, temel bir
hak olan eğitimden koparılmıştır. Özel eğitim gerektiren engelli çocuklarımız
ise ticari zihniyetin eline bırakılmıştır. Mesleki yeterliliği olmayan kişi ve
kuruluşların açtığı kimi özel eğitim okulları, yeterince denetlenmemiştir. Bu
sistem; engelli çocuklar üzerinden kamu kaynaklarının sömürülmesine, çocuklarımızın
ise eğitimsiz kalmasına neden olmuştur. Son yirmi yıldır uygulanan ekonomi
politikaların özünde; küçük bir azınlığın zenginleştirilmesi, büyük bir kesimin
ise yoksullaştırılarak sosyal yardımlara muhtaç hale getirilmesi yatmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı gelir dağılımı verileri, bunun açık
kanıtıdır. Bu politika ile insanlar, yaşamlarını sürdürebilmek için kendilerini
yoksullaştıranlara muhtaç hale getirilmektedir. Engelliler bu politikanın en
büyük mağdurları arasındadır. Engelliler çaresizlik içinde verilenle yetinmeye,
elindekini kaybetme korkusuyla kendisini bu hale getirenleri desteklemeye
zorlanmaktadır. Bu tümüyle çarpık, insanlık onuruna yakışmayan ve
değiştirilmesi gereken bir sistemdir.” dedi.
ENGELLİLER, ÇÖZÜM
MEKANİZMALARINDA YER ALMALIDIR
Benzer Haberler
- Halk Ekmek Fabrikası, Çerkezköy Halkının Umudu Oldu!
- Depremzedelerin Ziyareti, Yeni Eleştirileri Beraberinde Getirdi!
- ‘Depremzede Tebligatı’na, Yazılı Açıklama Geldi!
- “Eski Milletvekili” Sıfatını Kullanarak, Bu Projeyi Yapmak İstiyor!
- Deprem Sonrası Konut Satışları Azaldı, Arsa Satışları Patladı
- Çorlu’da, Yağmur Altında 1 Mayıs Coşkusu!
- 01 Mayıs Kutlamaları, Atatürk Meydanı’nda Yapılacak!
- Bakanlığın Onayladığı PAKOP İçin Askı Süreci Başladı!
- “Şentop’un Talimatıyla Tayin” İddialarına Açıklama Geldi!
- Trakya Belediyeler Birliği Deprem Çalıştayı, Çorlu’da Gerçekleştirildi