Ancak birileri de, bu olanları pişkin pişkin seyrediyorlar. Pardon, planlarının sonucu olan senaryo doğrultusunda çekilen filmin galasına katılıyorlar.

Birleşmiş Milletler (BM) ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (North Atlantic Treaty Organization-NATO) gibi kuklalar da, panayır zamanında kurulan sirklerdeki hokkabazlar gibi şaklabanlık yapmaya devam ediyorlar. Tek bir karar almaktan bile aciz, 5 daimi ülkenin kucağında gezen şaklabanlar ordusu…

Ya ülke içindeki kukla ve şaklabanlara ne demeli?

Kardeşim, mademki bir şey bilmiyor, planlamıyor, üretmiyor ve çözmüyorsunuz, bari tarihi ve özellikle de tarihinizi bir okuyun. Ülkenizin ve milletinizin geçmişi nedir, nerelerle ilişkilidir, gönül bağlarınız nerelere uzanmaktadır, insani ve tarihi sorumluluklarınız nelerdir, nereleri kapsar? Ama nerede! Çık TV’ye; saçmala, karıştır, palavra sık, dilini tuvalet kâğıdı olarak kullan, bir de yetmezmiş gibi bir halta yaradığına da şüphe ettiğim o işaret ve orta parmağını birleştirerek karşıya bol keseden salla. Yahu sallıyorsun da sorarlar adama, “Sen ne yapardın?”… Koca bir hiç, hiç bir halt yok! Bir programın, bir ilken, bir misyonun yok! Böyle olunca da doğaldır ki vizyonun da yok! Hakikaten bu ülkenin sırtına kambur olmaktan vazgeçin artık. Yapamıyorsanız, yapanlara bırakın… Sıkıldık, bıktık, yıldık sizin gibilerden.

Allah’tan Recep Tayyip Erdoğan var da; “Tarihimiz ne?”, “Vizyon ne?”, “Misyon ne?”, “Tarihsel sorumluluk ve görevler ne?”, “İlke ne?”, “Duruş ne?”, “Adam olmak ne?” diye fikrimiz ve tavrımız oluyor. Amacım; RTE'yi anlatmak, övmek değil! Ama bu kadar şaçmalığı görünce de başka bir şey yazmak gelmiyor insanın içinden.

“Irak’ta katliam”, “Suriye bir Tiran’ın elinde oyuncak”, “Mısır olmuş bir kukla”, “Gazze, İsrail’in arka bahçesi”, “Somali”, “Sudan”, terörist diye ilan edilen İslam ve İslam ülkeleri vs. vs.

Peki, ama ölenler neden hep Müslüman?

Baktılar ki olmuyor, denklemler tutmuyor, teoriler para etmiyor; peydahla bir “11 Eylül” tezgâhı… İslam ile terörü bağdaştır, karıştır ortalığı! Irak işgal altında, yetmedi Kuzey Afrika’yı bahar tornasına sok. Bu noktada da konular uzayıp gidiyor…

Kardeşim; anlasanız da, anlamasanız da tek kale Türkiye!

Konu o kadar çok ki, o kadar grift ki, o kadar Emperyal ki, o kadar bel altı ki; yazmaktan çok hakaret etmemek, onların istediği mecraa girmemek için kendimi zor tutuyorum. Köşe yazımı teslim etme vaktim geldi, kısacası yazmam gerekiyor… İçimdeki üzüntüyü, kırgınlığı, kızgınlığı ve sille bilimum insani duygu ve düşüncelerimi yazsam, değil köşe gazete yetmez! Bir de bunlara cevap yazanlarla uğraş.

Ancak ne yaparsak yapalım, en önemlisi insanlar ölmeye, çocuklar yetim kalmaya devam ediyor. Esas mesele de bu zaten. Biz ağlıyoruz, onlar “Meşru müdafaa!” diyor. Hay ben böyle meşruya da, gayri meşruya da... Düşüncelerim, iradem ve kararlarım çok net. Ama duygularım çok karışık.

Unutmayın!

Emperyal dünyaya karşı “Son ve Tek Kale” Türkiye’dir. Eksiklerine, yanlışlarına, kaybettiği 200 yıla rağmen, yine ve yine tek Kale Türkiye…

Ramazan’ınız ve Ramazan Bayramı’nız, Kadir Gece’niz, 24 Temmuz Basın Bayramı’nız kutlu olsun.

Aklınız vicdanınızla bir, misyonunuz tarihinizle harmanlanmış, geleceğiniz geçmişinizden ders almış, şanlı Al Bayrak altında, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olmanın gururu ile sorumluluğu ile bir ömür…