Düşünce Ve İletişim
Tam anlamıyla yaşanan bu baş döndürücü hıza
bağlı olmasa da, yapılan değişiklikleri takip etmek ve hayatımız üzerinde
yaratacağı etkileri çözümlemek, genelde atlanan bir husus olarak kalıyor.
Ağaç katliamına, her şekilde ve her şartta
karşıyımdır. Bu durumun yapılması ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için
hayata geçirilmesi ne kadar zorunluluksa, konuya ilişkin olarak kamuya
yapılacak doğru tanıtım ve doğru anlatım da o derece zorunluluk gerektirir. Bu
duruma ne kadar karşıysam;
-82 yıl sonra “Osmanlıca” dersinin tekrar zorunlu
olmasına,
-Turizm ve Otelcilik Meslek Okulları’nda “İçki
İkram” dersinin kaldırılmasına da o denle karşıyım.
Milli Eğitim Şurası’nda konuşulan konuların
neler olduğuna bir bakar mısınız! Bu konularla ilgili olarak yapılan
düzenlemelerin, insanların yaşam tarzına yapılan açık bir müdahale olarak
görüyorum. Oysaki sade bir vatandaş olarak; “İletişim” ve “Doğru Davranış Eğitimi”
derslerinin müfredata konmasını, yabancı dil eğitimine ağırlık verilmesini, zorunlu
eğitimin devletin sorumluluğunda olduğunun hatırlanmasını ve özel okullar için
“Teşvik Parası” ödenmesinin doğru bir yaklaşım olmadığının konuşulmasını
isterdim. Sonuçta, konuların geçtiği yer Milli Eğitim Şurası! Ama ne gezer…
Gariplikler silsilesi bu kadarla da kalmıyor!
Asgari ücretin yerlerde süründüğü bir
dönemde, 3 bin 270 Türk Lirası karşılığında “Paralı Er” alınacağı konusunun
konuşulmasının da abesle iştigal olduğunu düşünüyorum. 18 bin Türk Lirası’na
paralı askerlik getir, elde ettiğin kazanımı 5,5 ayda paralı ere ver. Aradaki
6,5 aylık zaman farkını da bütçeden karşıla. Profesyonel ordu kurmak yerine,
profesyonel mali danışmanlar ordusu kursak daha iyi olacak sanırım! Hem de daha
ekonomik olur.
Yeni yapılan devlet sarayı için birilerinin
kameralar karşısına çıkarak “Benim evim kadar bile şaşaalı değil!” demesini, geçim
derdinde olan vatandaşın gözünün içine bakarak söylemesini de bir o kadar manidar
buluyorum.
Peki, terör örgütü tarafından yapılan kimlik
kontrollerine ne demeli! Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, hem de terör
örgütü tarafından böyle birşeyin yapılabilmesi acizlik değil mi? Bu koşul ve
şartlar altında, amacı net olarak belli olmayan(!) ve “Çözüm Süreci” adı
verilen durumun tartışılmasının ne anlamı var?
Sağlıkta, çığır açıldı! Hem de ne çığır… Kanser
ilaçlarının kara borsaya düştüğü ve tedavi olabilmek ümidiyle hastaneye
başvuran sade vatandaşın ancak 4-5 ay sonrasına randevu alabildiği bir çığır!
Bu sayede tanım dağarcığım daha da gelişti. Artık ‘çığır açma’ kavramının
karşılığı olarak yeni yeni tanımlar ekledim lugatıma…
İş güvenliği konusunda kararlar alınırken, ekmek
parası çıkarmak için yoğun trafiğin içerisindeki arabaların arasında yiyecek ve
içecek satanların nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduklarının görülmesini
isterdim. Bu görüntülerin, “Sosyal Devlet Anlayışı” ile ne kadar bağdaştığını
sormak isterdim.
Yazdıklarım, “Kendince eleştiri yapıyor!”
şeklinde yorumlanacak belki de...
Değerli okuyucular yukarıda yazdıklarımı
düşünün lütfen!
Hangisi taraflı ve yanlış?
Unutmayalım ki asıl olan, biz yurttaşlarız.
Bunları görmezden gelip sorgulamadığımız
sürece, vatandaşlık görevimizi ne kadar yerine getirmiş oluruz ki!
Düşünmekten ve iletişimden uzak kalmamanız
dileklerimle…
Benzer Haberler
- Halk Ekmek Fabrikası, Çerkezköy Halkının Umudu Oldu!
- Depremzedelerin Ziyareti, Yeni Eleştirileri Beraberinde Getirdi!
- ‘Depremzede Tebligatı’na, Yazılı Açıklama Geldi!
- “Eski Milletvekili” Sıfatını Kullanarak, Bu Projeyi Yapmak İstiyor!
- Yeni Bir Döneme Giderken, Engelliler Yine Yok Sayılmasın!
- Deprem Sonrası Konut Satışları Azaldı, Arsa Satışları Patladı
- Çorlu’da, Yağmur Altında 1 Mayıs Coşkusu!
- 01 Mayıs Kutlamaları, Atatürk Meydanı’nda Yapılacak!
- Bakanlığın Onayladığı PAKOP İçin Askı Süreci Başladı!
- “Şentop’un Talimatıyla Tayin” İddialarına Açıklama Geldi!