Ergene Belediye Başkanı Rasim Yüksel’in ev sahipliğinde Ulaş Mahallesi’nde düzenlenen organizasyona; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Edirne Milletvekilleri Okan Gaytancıoğlu ve Erdin Bircan, CHP Tekirdağ Milletvekilleri Candan Yüceer ve Emre Köprülü, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Tamer Dodurka, Tekirdağ Su ve Kanalizasyon İdaresi (TESKİ) Genel Müdürü Şafak Başa, Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, Saray Belediye Başkanı Nazmi Çoban, Kapaklı Belediye Başkanı İrfan Mandalı, Muratlı Belediye Başkanı Nebi Tepe, Şarköy Belediye Başkanı Süleyman Altıok, Ahmetbey Belediye Başkanı Mustafa Altıntaş, belediye başkan yardımcıları, meclis üyeleri, muhtarlar, daire amirleri, siyasi parti temsilcileri, basın mensupları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Mücadelemizi, sonuna kadar sürdüreceğiz

Ergene’nin tamamını ve Trakya bölgesini etkileyecek olan termik santrale karşı düzenlenen “Termik Santrale Hayır!” mitingi öncesinde Ergene Belediyesi Ulaş Hizmet Binası’nda bulunan düğün salonunda bilgilendirme toplantısı yapıldı. Bilgilendirme toplantısının açılış konuşmasını, Ergene Belediye Başkanı Rasim Yüksel yaptı. Başkan Yüksel “Böylesine bir günde buraya gelerek, Ergene halkının haklı mücadelesine omuz veren tüm konuklarımıza canı gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. 500 trilyonluk Ergene Nehri’ni temizleme projesi devam ederken, devasa bütçeyle hayata geçirilmeye çalışılan bu projeyi hiçe sayan bazı yetkililer, bir firmanın rantına rant katabilmek adına uğraş veriyorlar. Karşılarında duracak olan Trakya halkını unutmuş durumdalar. Artvin halkı nasıl direndiyse, Ergene halkı olarak bizler de direneceğiz. Buradan bir daha yineliyoruz; Ergene’ye termik santral yaptırmayacağız. Söz konusu olan sadece Ergene değil tüm Trakya! Trakya’nın değişik yerlerine, birbiri ardına termik santral yapılmak isteniyor. Şu an için bölgemizde 2 adet girişim var. Ama yakın zamanda bunların sayısının artacağını öğrendik. İnsan sağlığını etkileyecek, tarımı etkileyecek, hayvancılığı etkileyecek, bölgemizin geleceğini etkileyecek hiçbir girişime izin vermeyeceğiz. Bölgemizde kurulmak istenen termik santralin ardından vatandaşlarımızın yaşayabileceği sorunları yerinde incelemek adına Zonguldak’ın Çatalağzı İlçesi’ne gittik. Gördüğümüz manzara, yaşayabileceğimiz sorunların ve sıkıntıların garantisini oluşturmaktaydı. Bu çevre katliamına asla izin vermeyeceğiz. Hukuksal mücadelemize, sonuna kadar devam etmeye kararlıyız. Bir firma para kazanacak diye, bütün halkı olumsuz yönde etkileyecek olan bu girişime asla izin vermeyeceğiz.” diye konuştu. Marmara Ereğlisi Çevre Gönülleri Derneği Seyhan Çetin ve Avukat Bülent Kaçar, termik santrallerin zararları ve hukuksal mücadele konularında yaptıkları sunum ve konuşmalarıyla vatandaşları bilgilendirdiler.

Santrallere izin vermemiz mümkün değil

Toplantıda söz alan ve öncelikle Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak’ın selamlarını ileten Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Tamer Dodurka “Bugün hep birlikte, vatandaşlık görevimiz olan çevreye karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek için ve insan sağlığının her türlü ekonomik faydadan, paradan daha önemli olduğunu söylemek için buradayız. Sadece Ergene halkı için değil, tüm insanlık için buradayız. Mesajımız sadece Ergene’ye değil, çünkü biliyoruz ki kömüre dayalı santraller sadece etrafına zehir saçmakla kalmıyor, bu zehirlerden bazıları sınır tanımadan yüzlerce kilometre öteye yayılabiliyorlar. Hem de bazıları 40 yıl boyunca etkili olabiliyorlar. Ve bu saydıklarımızın çoğuna, hiçbir baca filtresi de fayda etmiyor. Peki, bu kirlilik ne yapıyor? Asit yağmurlarıyla ormanları kurutuyor, toprağı öldürüyor, külleriyle radyo aktivite yayıyor, saatte tonlarca su harcayarak suyumuzu tüketiyor, hayvanımız, insanımız zehir soluyor. Kronik akciğer hastalıkları, kalp-damar hastalıkları ve kanser kol geziyor. Nitekim bu santraller civarındaki hastanelerde ağır akciğer hastalıkları diğer hastanelerden üç misli daha fazla gözüküyor. Kısacası kömüre dayalı termik santrallerin ülke ekonomisine getirdiğinden çok daha fazla parayı, bunlar yüzünden kaybettiğimiz sağlığımıza yeniden kavuşabilmek için harcıyoruz. Yani birkaç sanayicinin para kazanmasının bedelini, sağlığımızla ödüyoruz. Artık yaşamak istiyorsak kirli sanayinin, Amerikalı Kızılderili’nin dediği gibi ‘Paranın gün gelecek karın doyurmayacağını’ anlamamız gerekiyor. Bakın geçtiğimiz aylarda Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin önerisiyle Valilik Mahalli Çevre Kurulu çok önemli bir karara imza attı. Artık yerleşim yerlerimiz üzerindeki kara bulutlar dağılacak, çünkü dereceli olarak her türlü kurum ve konutlarda düşük kalorili kömür yakmak yasaklanacak. Bu önerimize destek veren Sayın Valimize müteşekkiriz. Ancak biz evlerde kömürü yasaklarken burada, saatte tonlarca kömür yakacak olan termik santrallere izin vermemiz de mümkün değildir.” dedi.

Bu topraklarda hiçbir teröre izin vermeyeceğiz

Dodurka “Avrupalı hekimler kömür için ‘Görünmeyen zehir’ diyorlar ve bu nedenle gelişmiş ülkeler bu santrallerden kurtulmaya çalışıyor. Ülkemizde ise bırakın kurtulmayı, 80 adet kömüre dayalı santralin daha kurulması planlanıyor. Kısacası değerli vatandaşlar biz burada bir santrale dahi izin verdiğimiz takdirde, bunun ardı arkası kesilmeden diğer santralleri de Trakya’ya buyur edeceğiz, dikkatinizi çekerim. Yani ölüm fermanımızı imzalayacağız. Evet, çevre düzeni planları burada kesinlikle termik santral olamayacağını söylüyor. Malkara ve Ereğli’ye enerji üretim alanı yerleştiren çevre düzeni plan değişiklikleri de Danıştay tarafından durduruldu. Ancak biliyorsunuz ki her şeye rağmen, bakarsınız planlar aşılarak, yasaların arkasından dolanılarak termik santraller mantar gibi bitmeye başlayabilir. Elbette biz Büyükşehir Belediyesi olarak bunun takipçisiyiz ve her türlü davayı açmaya veya müdahil olmaya hazırız. Çevre illerimizdeki belediyeler burada, ilçe belediyelerimiz burada, milletvekillerimiz burada ve en önemlisi sizler buradasınız. Ve sizler bizim yanımızda oldukça burada kömür yakan santraller kurulamaz, kurulmayacak. Şunu da ilave edeyim. Termik santrallerden kaynaklanan yıllık ölüm rakamlarına, bu rakamın ülkemizde yaşanan terörden dolayı hayatını kaybedenlerin çok üstünde olduğunu görüyoruz. Bu nedenle ben buna ‘Çevre terörü’ diyorum. Bu çevre terörüne burada izin verecek miyiz, elbette hayır! Zaten Trakyalı bu topraklarda hiçbir teröre izin vermedi, bundan sonra da vermeyecek. Yeter ki biz birlikte olalım.” diye konuştu.

Çocuklarımız için temiz çevre istiyoruz

Doğal güzellikleri ile ülkemizin en müstesna bölgelerinden biri olan Trakya’da plansız ve sağlıksız sanayileşmenin insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaştığını söyleyen CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer “Doğamız, suyumuz, havamız yok edilmek isteniyor. Zehir saçan Ergene Nehri’nin, Istranca Dağları’nın hali ortada. Doğanın içilebilir su kalitesinde armağan ettiği, Trakya’ya bir zamanlar hayat veren, can veren Ergene Nehri, evsel atıklar ve sanayi atıklarıyla kanser edecek kadar kirletildi.  4’üncü derece kirli su halini alan Ergene Nehri’nde, tek bir canlı yaşamıyor. Ülkemizdeki su kaynakları her geçen gün biraz daha kirleniyor, binlerce ağaç rant uğruna kesiliyor. Yargı kararlarına rağmen insan sağlığı, çevre sağlığı umursanmadan birinci sınıf tarım arazilerine, yaşam alanlarına, yerleşim yerlerinin dibine termik santrallerin kurulmaya çalışılıyor. Trakya’da, insan sağlığını ve doğayı tahrip edecek her girişimin sonuna kadar karşısında olacağız. Hemşerilerimizle omuz omuza verdik. Marmara Ereğlisi, Şarköy, Malkara, Ergene’de kurulmak istenen termik santrallere ‘Hayır!’ dedik. Hiçbirimizin üretimin artmasına, istihdamın artmasına bir itirazı yok.  Ama sadece üretim için, rant için çevremizi ve toprağımızı yok edemeyiz. Doğamızı, suyumuzu, havamızı toprağımızı kirletemeyiz. Geleceğin kurtarılması için atılacak en önemli adımlardan biri, toplumda çevre bilincinin oluşturulmasıdır. Trakya’nın bu bilinci en iyi şekildi ortaya koyduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz yıllarda Ergene için ortak eylem yapıldı. Ortak bir irade göstererek, sivil toplum örgütlerimizle, belediye başkanlarımızla, hep birlikte burada eylem yapıyoruz. Trakya, doğası için tek yürek oldu. ‘Suyumuzu toprağımızı kirlettiniz yeter, havamızın kirletilmesine izin vermeyeceğiz. Geleceğimiz, çocuklarımız için temiz çevre istiyoruz. Termik santral istemiyoruz!’ diyoruz.” ifadelerini kullandı.

Trakya, sadece güneş batınca kararsın!

24’üncü Dönem’de Ergene’ye kurulması planlanan termik santralle ilgili önerge verdiğini hatırlatan Yüceer, önergesine cevap olarak ilgili Bakan’ın “Termik santraller, hava kirliliği açısından oldukça yüksek kirlilik yüküne sahiptir.” yanıtını verdiğini kaydetti. Yüceer “Ancak geldiğimiz noktada, tam şehrin merkezine bir saatte 24 bin 376 ton, bir günde 584 bin 808 ton, bir yılda 213 milyon 454 bin 920 ton kömür yakma kapasiteli termik santral tekrar yapılmak isteniyor. İki şirket, şehrin tam ortasına üstelik halkın, sivil toplum örgütlerinin itirazlarına rağmen, termik santral kurmak için, Trakya’ya zehirli gaz solutmak için ÇED başvurularını tekrarladı. Biz mücadele etmeye kararlıyız. Tabii ki bu mücadeleyi yasal yollardan vereceğiz. Biz dün olduğu gibi, bugün de termik santral yapılmasına hayır diyoruz. Trakya’nın Ergene’nin geleceğinin karartılmasına, insanlarımızın gaz solumasına izin vermeyeceğiz. Ölüm kusan, zehir saçan Ergene’yi temizleyemeyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Trakya’yı mahvetmesine seyirci kalmayacağız!” dedi. Sağlıklı, yaşanabilir, yeşil ve daha güzel bir dünya için, çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek bırakabilmek için bir an önce “Doğa katliamlarına son verin!” çağrısı yapan Yüceer “Biz; Ergene’nin, Trakya’nın sadece güneş batınca kararmasını istiyoruz!” diye konuştu.

Başka yere gitmeye niyetimiz yok!

Konferans programının ardından yürüyüş startının verileceği meydana geçildi. Meydanda kurulan platformun üzerinde yerlerini alan siyasi isimler, birbirlerinin peşi sıra söz aldılar. Meydanı dolduran coşkulu ve tepkili kalabalığa seslenen Ergene Belediye Başkanı Rasim Yüksel “Bizler, Zonguldak’a gidip birlikte gördük. Kömüre dayalı termik santrallerin başta insan sağlığı olmak üzere tarımı, hayvancılığı, yaşam şartlarını nasıl olumsuz yönde etkilediğine şahit olduk. Buradan yineliyorum, bu çevre katliamına asla izin vermeyeceğiz. İşte herkes burada… Halkın isteği, halkın iradesi dışında hiçbir şeyi yapamazlar, olamaz, olmayacak! Vermiş olduğumuz ve devamında vereceğimiz hukuk mücadelesini, sonuna kadar ve sizlerle omuz omuza sürdüreceğiz. AK Parti Milletvekilleri’nden biri, Zonguldak halkı için “Gerekirse buradaki insanları başka yere taşırız.” diyor. Çok net söylüyorum; Trakya halkının, başka yere gitme niyeti yok! Bizler burada doğduk, burada öleceğiz. Bizim çocuklarımız burada doğdular, burada ölecekler. Trakya ve Ergene halkımız adına gidip ziyarette bulunduğumuz Çatalağzı İlçesi, büyük oranda göç vermiş. Eskiden ilçede 10 bin kişi yaşarken, şu anda 2 bin kişi yaşam sürdürmekte. Tarım bitmiş, hayvancılık bitmiş. Soluk alabilmek bile resmen ızdırap olmuş. Çatalağzı halkı, bulduğu her fırsatta “Biz yandık, siz yanmayın!”, “Uyanık olun ve termik santralin kurulumuna izin vermeyin.” dedi. Bizler, Çatalağzı İlçesi’nin yaşadığı sorunları Trakya’mızın yaşamasına izin vermeyeceğiz. Termik santral mücadelemizi, sonuna kadar sürdüreceğiz.” dedi.

Halkın üzerine ölüm yağıyor

Zonguldak’ın Çatalağzı İlçesi’nden gelen Recep Adıgüzel, yöre halkının sesini Ergenelilere iletti. Ergene halkına termik santral mücadelesinden vazgeçmemesi konusunda Çatalağzı halkının mesajını ileten Adıgüzel “Sizlere, Zonguldak’ın Çatalağzı İlçesi’nde yaşayan çilekeş insanların selamıyla geldim. Burada gerçekleştirdiğiniz programın bir miting değil, hayatınıza sahip çıkma mücadelesi olduğunu düşünüyorum. Zonguldak’ın Çatalağzı İlçesi’ne termik santraller kurulurken, yöre halkının çocuklarının orada iş bulacağı vaatleri verilerek kuruldu. Termik santral kurulumunun zorunluluğuna inandırılan Çatalağzı halkı, gençlerine iş imkânı sağlanacağını düşündüğü için termik santrale izin verdi. Ancak sonuç hüsran oldu. Bizler, gençlerimizin başka memleketlere göç ettiğini görüyoruz. Yasalar gereği bir termik santralde çalışacak kişi sayısı bellidir. Eğer santral 640 MegaWatt (MWt)’lık ise en fazla 640 kişi, 300 MWt’lık ise en fazla 300 kişi, 170 MWt’lık ise en fazla 170 kişi istihdam edilebilir. Bildiğim kadarıyla burada kurulmak istenen termik santral de 170 MWt kapasiteli. Yani 170 kişi istihdam edilecek burada. Bu 170 kişinin 40 ya da 50 kişisi kadrolu olacak, geri kalanlar ise taşeron sistemine mahkûm edilecektir. Taşeron ne demek, kölelik demek! Bunun yanı sıra Çatalağzı’nda halk, şu anda nefes bile alamıyor. Belediyemiz tarafından yapılan asfaltlar çamur içerisinde. Santralin bacasından çıkan toz, duman, gaz ve kül, halkın üzerine ölüm olarak yağıyor. Bu yüzden Çatalağzı göç veriyor, Çatalağzı boşalıyor. Çatalağzı’nda kalan halk, başka bir çıkış yolu bulamadığı için Çatalağzı’nda yaşamaya çalışıyor. Çatalağzı halkı uyandı, ama geç uyandı. Burada sizler erkenden uyanın ve erkenden yaşamınıza sahip çıkın!” diye konuştu.

3 bin kişi, yeri göğü inletti

Milletvekillerinin, ilçe belediye başkanlarının, muhtarların destek verdiği miting programı, yoğun katılımla gerçekleşti. Gün boyunca yapılan konuşmalarda, omuz omuza verilerek Trakya’nın ve Ergene’nin yaşaması muhtemel termik santral kâbusuna son verileceği mesajları verildi. Yöre halkının inancını kaybetmeden termik santral savaşına devam edeceği aktarıldı. Konuşmaların ardından Ergene Belediyesi Ulaş Hizmet Binası önünden başlayan protesto yürüyüşü, kurulmak istenen termik santralin inşa edileceği alana kadar devam etti. Ergene’ye yapılması planlanan termik santrale karşı tek yürek olan 3 bin kişi, ellerinde pankartlar dillerinde sloganlarla yeri göğü inletti.