Vatan Partisi Çorlu İlçe Başkanı Songül Çelik, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ilgili olarak yaptığı açıklamada “Taşeron işçilerine ilişkin yapılan hukuki düzenlemenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki Yasama sürecinin dışında ve olağanüstü halle ilgisi olmayan bir biçimde KHK ile yangından mal kaçırırcasına getirilmesi, düzenlemenin yetersizliğinin ve olumsuzluklarının tartışılmasından çekinildiğini göstermektedir. Düzenlemenin getirdiği en önemli hak kaybı, kadroya geçme karşılığında taşeron işçilerinin geçmiş 5 yıla ilişkin haklarından vazgeçmeleri şartıdır. Hükümet, haklarını öğrenen taşeron işçilerinin yargı yoluyla büyük miktarlarda tazminat almalarından çekinmektedir. Taşeron işçilerinin çok büyük bölümü, İş Kanunu’na aykırı bir biçimde çalıştırılmaktadır. Taşeron işçilerinin çok büyük bölümü, işe başladıkları tarihten itibaren asıl işverenin işçisi konumundadır. Bu nedenle geriye dönük 5 yıllık süre içinde, kadrolu işçilerin ücret ve diğer haklarını almalılardır. Karayollarında çalışan taşeron işçilerinin açtıkları davalardan kazanılmış hem kadro hem ücret hakları mevcuttur. Kırklareli Lüleburgaz’da Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİĞEM)’ne açılan davalar Yargıtay’dadır. Son olarak Zonguldak’ta Çatalağzı Termik Santrali taşeron işçilerinden 42’sinin davası sonuçlanmış ve işçilerin her birine 170 bin liraya kadar çıkabilen tazminatlar ödenmiştir. Yapılan bu düzenlemeyle, bu davaların önüne geçilmeye çalışılmaktadır.” dedi.

TOPLU SÖZLEŞME ve GREV HAKKI YOK!

Çelik “Düzenlemenin diğer bir olumsuzluğu, kamu kurum ve kuruluşlarında kadroya geçen işçilerin eski ücretlerini almaya devam etmesidir. Kamu kesiminde çalışanlara verilen 52 yevmiye tutarındaki ilave tediye (ikramiye) hakkı, kadroya geçişin tek önemli kazanımıdır. Hükümetin getirdiği düzenlemeyle kadroya geçen taşeron işçilerinin işyerinde uygulanmakta olan ve kadrolu işçilerin yararlandığı toplu iş sözleşmesinden yararlanması mümkün değildir. Ayrıca, kadroya geçirilen işçilerin 2020 yılı sonuna kadar yeni bir toplu iş sözleşmesi yapma imkânı ortadan kaldırılmaktadır. Kadroya geçirilen taşeron işçileri, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitimine kadar yeni bir toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacaktır. Yüksek Hakem Kurulu’nun 2017 yılı Aralık ayında karara bağlayacağı 3 yıllık herhangi bir toplu iş sözleşmesi, kadroya geçen taşeron işçilerinin kaderi olacaktır. Bu düzenleme, Anayasa’da güvence altına alınan toplu pazarlık hakkını ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca 2020 yılının sonlarına kadarki 3 yıllık süre içinde toplu sözleşme görüşmesi yapılamayacağından, grev hakkı da yok edilmektedir. Hükümet, kadroya geçirilen taşeron işçilerinin grev hakkını, 3 yıl boyunca ortadan kaldırmaktadır.” diye konuştu.

HAK ve ÜCRET AÇISINDAN FARK VAR!

Yaptığı açıklamaya devam eden Çelik “Belediyelerde çalışan taşeron işçiler ise belediye iktisadi teşekküllerine (belediye şirketlerine) geçirilecek ve belediye şirketi işçisi olarak istihdam edilecek. Ancak bu istihdam biçimi, kadro anlamına gelmiyor! Çünkü belediye şirketleri, çoğunluk hisseleri belediyelere ait olsa da özel hukuka tabi şirketler olarak faaliyet yürütüyor. Bu şirketlerde çalışan işçiler ‘4-d’ kapsamına, yani sürekli işçi kadrosu kapsamına girmiyor. Belediye şirketlerinde çalışan işçiler için ayrı toplu iş sözleşmeleri yapılıyor ve bu işçiler kadrolu belediye işçilerinin toplu iş sözleşmesinden yararlanamıyor. Kısacası belediyelerin kendi kadrolu işçileri ile belediye şirketi işçileri arasında hak ve ücretler bakımından büyük farklar söz konusu olacak.” dedi.

69 KURUMDAKİ 50 BİN ÇALIŞANI KAPSAMIYOR

Çelik “Düzenlemede aralarında Çay İşletmeleri, Elektrik Üretim AŞ, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu, PTT, TCDD, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Demiryolu Makinaları Sanayii, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu, Türkiye Taşkömürü Kurumu, Türkiye Vagon Sanayii, BOTAŞ, TPAO, Şeker Fabrikaları AŞ ve toplam 69 özel bütçeli işletmede çalışan 50 bin taşeron işçiyi de kapsamıyor. Yani kamu kesiminde anahtar teslimi yapılan işlerdeki işçiler de kadro hakkından mahrum bırakılmış oluyorlar. Ayrıca emekli olduktan veya emekli olmaya hak kazandıktan sonra taşeron işçisi olarak çalışanların kadroya geçirilmesi de engelleniyor. Özel sektördeki taşeron işçilerin sorunları ise tümüyle göz ardı edilerek, yok sayılıyor. Bu nedenlerle 696 sayılı KHK’nin, bu şekli ile kabul edilmesi mümkün değildir. Derhal bu yasa geriye çekilerek, tekrardan düzenlenmelidir. Biz Vatan Partisi olarak taşeron işçilerin yıllardır verdiği kadro mücadelesinin yanındayız ve takipçisiyiz. Vatan Partisi, ülkemizdeki tüm taşeron işçilerinin işyerlerinde kadroya geçirilmesini, işyerlerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden diğer işçiler gibi yararlanabilmesini ve taşeron işçiliği yaptıkları döneme ilişkin haklarının geriye dönük kendilerine ödenmesini talep etmektedir. Verdiğimiz bu mücadele, kararlıkla devam edecektir.” diye konuştu.