CHP Sözcüsü Öztrak: "Öz Yurdunda Garip, Öz Yurdunda Parya!"
reklam
25 Mayıs 2023
CHP Sözcüsü Öztrak:

CHP Sözcüsü Öztrak: "Öz Yurdunda Garip, Öz Yurdunda Parya!"

CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyen Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak; AK Parti İktidarı’nın çiftçi, besici, üretici ve milletin tamamının ‘Öz yurdunda garip, öz vatanında parya’ durumuna düşürüldüğünü ileri sürdü.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, “‘Kılıçla fetih yapanlar, sabanla fetih yapanlara yenilmeye ve sonuçta yerlerini bırakmaya mecburdurlar.’ Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in ilanından önce topladığı İzmir İktisat Kongresi’nin açış konuşmasında; üretim ve ekonomik bağımsızlık olmadan, tam bağımsızlıktan söz edilemeyeceğini böyle anlatıyordu. Bu millet Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, Cumhuriyeti kurarken önce ‘üretim’ dedi. Cumhuriyet, ‘milletin efendisi’ dediği köylüyü, çiftçiyi, besiciyi, üreticiyi, baş tacı etti. Ama bugün çiftçi de, besici de, üretici de, milletimizin tamamı gibi ‘Öz yurdunda garip, öz vatanında parya’ durumuna düşürüldü.” dedi.

HÜKÜMET, ÇİFTÇİYE 470 MİLYAR TL BORÇ TAKTI

Öztrak, “Şahsım Hükümeti; çiftçiyi, besiciyi, üreticiyi, ithalatla girdi fiyatları arasında ezdi. TÜİK, bugün açıkladı. Saray’ın Merkez Bankası’nın tabela faizini indirmeye başlamasından bu yana geçen 1,5 yılda, tarımsal üretimde kullanılan; gübrenin fiyatı yüzde 198, yemin fiyatı yüzde 191, mazotun fiyatı yüzde 188, elektriğin fiyatı yüzde 125, ilacın fiyatı yüzde 143 artmış. Maliyetler her geçen gün artarken, hükümet çiftçiyi yalnız bıraktı. Kanunun verdiği desteği çiftçiye ödemedi. Oysa Tarım Kanunu açık; ‘Her yıl, milli gelirin en az yüzde birini çiftçiye destek olarak vereceksin.’ diyor. ‘Verir misin?’ demiyor, ‘vermek ister misin?’ de demiyor. ‘En az yüzde birini vereceksin!’ diyor. Saray, bugüne kadar kanunun emrettiği tarımsal desteğin yarısını bile vermedi. Bir Hükümet, çiftçisine borç takar mı? Bunlar taktı. Ödenmeyen tarımsal destekler nedeniyle çiftçinin 17 yılda biriken alacağı 470 milyar lira. Yani yarım trilyon. Her bir çiftçi ailesinin Saray Hükümeti’nden; gecikme faizleri hariç, 215 bin 442 lira 45 kuruş alacağı var.” diye konuştu.

ÇİFTÇİ BAŞINA BORÇ 179 BİN LİRA

Yaptığı açıklamalara devam eden Öztrak, “Hükümet, Devlet’in söz verdiği desteği ödemeyince, çiftçi bankaların, kredi kooperatiflerinin eline düştü. Erdoğan alın terinin karşılığını vermedikçe de borcu borçla çevirmeye başladı, borca takla attırmaya çalıştı. Son 5 yılda, çiftçinin bankalara borcu 91 milyar liradan 391 milyar liraya çıktı. Çiftçi başına borç 179 bin liraya ulaştı. Her bir çiftçi ailesinin Saray Hükümeti’nden alacağı 215 bin lira, buna karşılık bankalara borcu 179 bin lira. Yani Saray çiftçiye destek borcunu ödeseydi, çiftçi de bankalara borçlanmaz, yetmez cebine de 36 bin lira para kalırdı.” dedi.

GIDA FİYATLARI DÜNYADA DÜŞERKEN BİZDE ARTTI

Öztrak, “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz! Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde. Dünyada gıda fiyatları son 1 yılda yüzde 19,7 düşüyor. Buna karşılık bizde hem de TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla yüzde 52 artıyor. Bunun sebebi, dış güçler falan değil. Bunun sebebi, bizim çiftçimiz değil. Bunun sebebi, cennet vatanımızın değneği diksen ağaç fışkıracak verimli toprakları değil. Saray’da oturan beceriksiz ve yorgun yönetim… Ve sorunun sebebi olanlar, çözümün asla adresi olamazlar. Bizim topraklarımız bereketlidir. Türk çiftçisi çalışkandır. Avrupa ülkelerindeki meslektaşları gibi, hasadını kaldırdıktan sonra, kazancıyla rahat rahat yaşayabilir. Ailesinin çektiği sıkıntıları görüp, köyünü terk eden, büyükşehirlerde umut arayan evlatları, torunları bunların köylerine dönebilir. Yeniden üretiriz, gıdamızı kimsenin insafına bırakmayız. Yeter ki doğru dürüst bir yönetim olsun. Doğru ve planlı bir tarım politikasıyla elin çiftçisini değil, kendi çiftçisini düşünen bir yönetim olsun.” diye konuştu.

ÇİFTÇİ KARDEŞİM, KARARINI VER

Öztrak, “Biz ‘Türkiye için, kararını ver!’ diyoruz. Çiftçi kardeşim, besici kardeşim… Sen mührü Kemal Kılıçdaroğlu’na bas, 13’üncü Cumhurbaşkanı’mız Kemal Kılıçdaroğlu olsun, kanunda yazan ve bugüne kadar ödenmeyen desteklerin ödensin, ürettiğin ürünün taban fiyatları maliyet, kur, enflasyon göz önüne alınarak, insan onuruna yaraşır gelir sağlayacak şekilde belirlensin. Alım fiyatları, ekimden önce ilan edilsin. Sen mührü, 13’üncü Cumhurbaşkanı’mız Kemal Kılıçdaroğlu’na bas. Cumhurbaşkanı’mız Kılıçdaroğlu, bunları yerine getirsin. Mazot, gübre, yem ve tohum gibi girdi desteklerin; sen tarlayı sürmeden, sütü sağmadan, besi hayvanını kesime göndermeden önce hesabına geçsin. Kalan destek ödemeleri de, üretimden sonra en geç 90 gün içinde ödensin.

Kılıçdaroğlu 13’üncü Cumhurbaşkanı’mız olsun, kullandığın mazottan ÖTV alınmasın. Kullandığın gübrenin ve tohumun maliyetinin yüzde 50’si, destek olarak sana geri verilsin. Üretimde kullandığın elektrik, indirimli olsun. Tarım Kredi Kooperatifleri’nin güneş enerjisinden elde edeceği elektriği, tarımsal sulamada bedelsiz kullan.

Kemal Kılıçdaroğlu 13’üncü Cumhurbaşkanı’mız olsun; sadece ‘seçim geldi diye’ değil, her zaman su ve elektrik faturalarını hasattan sonra öde. Tarımda çalışan kadın ve 30 yaş altındaki gençlerin sosyal güvenlik primlerini devlet karşılasın. BAĞ-KUR primleri de hasattan sonra ödensin. Bu ülkenin çiftçisi, ailesiyle birlikte sağlık güvencesinden mahrum kalmasın, kesintisiz yararlansın.

Cumhurbaşkanı’mız Kemal Kılıçdaroğlu olsun, çiftçilerimizin üretimde kullandığı kraktör, biçerdöver, tarım makinaları ve canlı hayvan varlıkları hiçbir şekilde haczedilmesin. Et ve Süt Kurumu, Çay-Kur, Toprak Mahsulleri Ofisi, Tarım Kooperatifleri ve Birlikleri, yandaşı değil çiftçiyi desteklesin. Tarımda gençler, gençleşme teşvik edilsin. Hazine arazisi kiralama, girişim sermayesi ve düşük faizli kredi gibi teşvikler başta olmak üzere tüm desteklerden, gençler öncelikli olarak faydalansın.

13’üncü Cumhurbaşkanı’mız Kemal Kılıçdaroğlu, çiftçilerimizin bankalardan ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nden kullandıkları kredinin faizini silip, yeniden yapılandıracak. Ziraat Bankası tekrar çiftçinin bankası olacak. Zirai kredilerin geri ödeme takvimi hasat dönemine göre belirlenecek.

Parite uygulamasıyla, çiğ süt ve et üreticileri, yem fiyatlarındaki artışlara karşı korunacak. Yem bitkilerinin üretimi teşvik edilecek. Kapalı mera alanları, besicilerin kullanımına yeniden açılacak. Tüm meralar ücretsiz olacak. Suni tohumlama ücretsiz olacak ve yaygınlaştırılacak. Okullarda ücretsiz yemek ve okul sütü gibi programlarla üretici desteklenecek.” dedi.

28 MAYIS’TA, PUSULADA İKİ SEÇENEK VAR

Yaptığı açıklamanın son bölümünde Öztrak, “Çiftçi kardeşim! 28 Mayıs’ta sandık başına gittiğinde, pusulada iki seçenek var. Pusulanın Saray tarafında, geçen defa işbaşına, ‘Verin bana tüm yetkiyi, faizle şunla bunla nasıl uğraşılır görün’ diyerek gelen, ama paramızı pul eden, milletimizin cebini boşaltan, mutfakta tencereleri boşaltan, gençlerimizin umutlarını bitiren, her gün biraz daha otoriterleşen, oturduğu koltuktan kalkmamak için, iftira atan, sahte film bile çekmeye cüret eden, yorgun, bitkin, kibirli Recep Tayyip Erdoğan var. Pusulanın diğer tarafında, milleti önce feraha, sonra refaha çıkaracak, çalışkan, mütevazı, ‘Önce liyakat, önce istişare, önce milletim’ diyen, Kemal Kılıçdaroğlu var.

Pusulanın Saray tarafında; ucube, dediğim dedik, kimseye hesap vermeyen, tek kişilik bir yönetim var. Pusulanın diğer tarafında, istişare ederek sorun çözecek, milletin meclisine hesap verecek bir yönetim anlayışıyla gelen Kemal Kılıçdaroğlu var.

Pusulanın bir tarafında, ‘Harun olacağım’ deyip ‘Karun olanlar’, toplulaştırma ihalelerinde, tarım ürünü, canlı hayvan ve karkas ithalatında yaptıkları Ali Cengiz oyunlarıyla milyarlarca doları götürenler, bir de bu konuşulmasın diye de on parmağında on kara millete süren, milleti bölenler var. Pusulanın öbür tarafında, beytülmale el sürdürmeyen, ‘Bu ülkenin çiftçisi kazansın’ diyen, milleti kucaklayan, ‘Senlik, benlik yoktur bizde, hepimiz bir damlayız aynı denizde’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu var.

Pusulanın bir tarafında, sahte afişlerden, sahte videolardan medet uman Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafından bile korkanlar var. Pusulanın diğer tarafında, Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılı’nda ülkemizi aydınlığa taşımak için hiçbir şeyden korkmadan mücadele eden Kemal Kılıçdaroğlu var.

Pusulanın bir tarafında, ‘Suriyeliler kalsın!’ diyen Saray var. Diğer tarafında, ‘Misafirlerimizi, barış içinde evlerine göndereceğiz.’ diyen Kılıçdaroğlu var. Pusulanın bir tarafında, kendini ‘Kral’ sanan Erdoğan, pusulanın öbür tarafında ‘Kral değil, kural’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu var.

Pusulanın bir tarafında, vatandaşlığımızı sattıkları Ortadoğu kökenli kişiler Türkçe bile bilmediği halde, Türk siyasetinden hiçbir şey anlamadıkları halde yine İstanbul Havalimanı’nda oy kullanan kişiler var. Bunlara sandıkta söz söyleme hakkı verilirken hala çıkıp yerli ve milli olmaktan bahseden de bir hükümet var. Pusulanın diğer tarafında ‘Söz milletimizindir, bu memleketin has evlatlarınındır’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu var.

Aziz Milletimiz, haydi, kararını ver, sandığa git. Kendin için, ailen için, Türkiye için kararını ver. Kararını ver ülkenin ufku aydınlansın. Kararını ver umutların yeniden yeşersin.” ifadelerine yer verdi.

Editör : Tuğberk Erdem
679 Okunma
KÖŞE YAZARLARI
Murat Sevgi

Murat Sevgi

Yılmaz Çivici

Yılmaz Çivici

Nijat Ayvaz

Nijat Ayvaz

Mehmet Ali Esmer

Mehmet Ali Esmer

Atıf Mutlu

Atıf Mutlu