Öztrak; “Türkiye, Kızıl Karanlık Pazartesi’ye Uyanır!”
CHP Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Tekirdağ
Milletvekili Faik Öztrak, Cumhurbaşkanlığı Seçimi 2’nci Turu’nun başlamasına
yaklaşık 42 saat kala basın toplantısı düzenledi. Çorlu’da düzenlenen ve saat
14.30’da başlayan basın toplantısında, oldukça çarpıcı ve bir o kadar da
iddialı açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik
Öztrak, “‘Bir memleket, ya ilimle ya da zulümle yönetilir.’ Mevcut hükümette
ilim olmadığını, ama zulmün çok olduğunu yaşayarak gördük. Ekonomist olduğunu
iddia eden Saray’ın kibir abidesi, bir sabah kalktı, kimseyle istişare etmeden,
‘Faiz sebep, enflasyon netice’ dedi. Kerameti kendinden menkul bu sözlerin
ardından, Bakan üstüne Bakan değiştirdi. Merkez Bankası Başkanları’nı görevden
aldı. Zaten yönetemediği için savrulan ekonomiyi, ‘Nas’ dedi, ‘model’ dedi
krizin içine attı. Paramızı, Türk Lirası’nı pul etti. Enflasyon canavarını
hortlattı. Hayat pahalılığını azdırdı. Bu aziz millete cehaletiyle zulmetti.”
dedi.
OLANI DA SATIYOR,
OLMAYANI DA!
Öztrak, “Paramız pul olunca ‘İhracat artacak, ithalat
azalacak, dış açık düşecek.” dedi. Yalan oldu. Dış açığımız, rekor üstüne rekor
kırmaya devam ediyor. ‘Döviz rezervlerimiz artacak.’ dedi. O da yalan oldu. Zaten
önceki iki seçime girerken, ekonomide istikrar görüntüsü vermek için, damadıyla
birlikte, milletin 128 milyar dolarını, Merkez Bankası’nın arka kapısından
buharlaştırmıştı. Merkez Bankası’nın tabela faizini düşürmeye başladıktan sonra
da, bir o kadarını daha sattı. Seçimin birinci turundan bu yana da 6 milyar
doları daha dibi delik kovaya boşalttı. Saray şimdi, Merkez Bankası’nın
kasasında ne var ne yoksa, döviz demeden, altın demeden satıyor. Başka
ülkelerden günlük borç alıyor. Onu da satıyor. Saray’ın kibirlisinin
ifadesiyle, ‘Körfez’den sistemimizin içine para depo eden ülkelerden’ gelen
paralar da, güya Merkez Bankası’nı rahatlatıyor… Ama onlar da bir günde satılıp
gidiyor. Günlük bilanço üzerinden hesaplanan net rezerv açığı, bugün 80 milyar
dolara dayandı. Çakma ekonomistin memlekete maliyeti, her geçen gün
ağırlaşıyor.” diye konuştu.
DİYANET’TE
ENFLASYON, YÜZDE 164
Açıklamalarına devam eden Öztrak, “Paramız, pul olmaya
devam ediyor. Dolar kuru 20 liraya çıktı. Talimatlı faiz indirimlerinin
başlamasından bu yana Türk Lirası, dolar karşısında tam yüzde 55 oranında değer
kaybetti. O günden bugüne, ekonomisi bize benzeyen ülkeler arasında parası en
çok değer kaybeden ülke biz olduk. Erdoğan’ın bu sözü de yalan çıktı. ‘Hayat
pahalılığı düşecek.’ dedi. Merkez Bankası tabela faizini indirmeye başladığında
yüzde 19 olan enflasyon, TÜİK’in makyajına rağmen yüzde 85’leri gördü. Diyanet
İşleri Başkanlığı her sene vekâlet yoluyla kurban kesim bedellerini açıklar.
2022’de 2 bin 250 lira olan bedel bu sene 5 bin 950 liraya çıkmış. Diyanetin
enflasyonu yüzde 164! Kıymanın kilosu, 350 lirayı da geçti. Soğanın, domatesin
kilosu 30 lirayı gördü. Hayat pahalılığının düşeceği de yalan çıktı. Verdiği
sözlerin hiçbirini tutmayan, hepsi yalan çıkan Saray’ın kibirlisi, bütün
tuşlara birden basmaya başladı. Piyasalara sürekli müdahale etti. Oyun devam
ederken kural değiştirdi. Güveni bitirdi. ‘Seçim kaybedeceğimi bilsem de
yapmam” dediği ne varsa, hepsini yaptı. Ekonomi, savunmasız kaldı. Alarm
zilleri çalmaya başladı. Türkiye’nin Kredi Temerrüt Risk Primi (CDS) seçim
öncesinde bu beceriksiz kadro gidecek beklentisiyle, 500 puanın altına kadar
düşmüştü. Şimdi seçimin ikinci tura kalmasıyla yeniden 700 baz puanın üzerine
fırladı. Risk primi yükseldikçe, dışarıdan borç alırken ödediğimiz faiz de
aynen riskli şoförün sigorta poliçesi gibi sürekli artıyor. Türkiye’nin kısa
vadeli dış borcu, 161 milyar doların üzerine çıktı. Bu bir rekor!” dedi.
İŞLER, ŞİRAZEDEN
ÇIKTI!
Öztrak, “İşler, artık şirazesinden çıktı. Dış açık, bütçe
açığı azdı. Döviz fren tutmuyor. Erdoğan, seçimin birinci turundan hemen sonra,
bu gidişi nasıl çözmeyi düşündüğünü de gösterdi, elini açık etti. Hemen seçimin
ertesi günü kredi kartından nakit çekimini ve kredi kartıyla yapılan bazı
alışverişleri sınırladı. Bankalar, ‘Bu kadarı da fazla’ dedi. Vatandaş,
bankalardan kredi alamaz oldu. KOBİ, çiftçi, karttan nakit çekemez hale geldi.
Piyasalardan isyan sesleri yükselmeye başlayınca, seçimin birden bire daha
bitmediğini hatırladı, U dönüşü yapıverdi. Ama bu işler Pandora’nın kutusu
gibidir. Bir kere kutuyu açınca, dışa saçılanlar geri girmez. Saray ‘döndük’
dese de, pek çok banka hala nakit avansa kısıtlama uyguluyor. Artık bankadan
döviz almayı geçtik, varsa hesabınızdaki birkaç yüz dolar dövizi çekmek için
bile önce bankaya gidip sıraya girip isminizi yazdırmanız gerekiyor. Kendi
paranızı alabilmek için kuyruğa girip sıra bekliyorsunuz. Finans sektörü,
‘Yaşananlar, eğer bu yönetim devam ederse neler yaşayabileceğimizin habercisi’
diye açıklamalar yaptı. Tekstil sektörünün temsilcileri, ‘Sabah aldın aldın,
sonra döviz yok. Fabrikalar kilitlenmek üzere, böyle sürerse seri iflaslar
görebiliriz.’ diye uyarıyor. Seçimin ikinci turuna hormonlu büyüme politikası
nedeniyle, hız limitini aşmış ve aşırı ısınmış bir ekonomiyle giriyoruz. Döviz
kuru, Merkez Bankası’nın arka kapısından yapılan satışlarla sürekli
baskılanıyor. Döviz piyasasında ısınan düdüklü tencerenin basıncı her geçen gün
artıyor. Bu gidişin sonunda ekonominin duvara toslamasının kaçınılmaz olduğunu
artık herkes görüyor. O nedenle de ülkenin risk primi rekor üstüne rekor
kırıyor.” diye konuştu.
HİTLER’İN
KİTABINDAKİ YALAN TAKTİKLERİ
Konuşmasını sürdüren Öztrak, “Tüm bu tablonun müsebbibi
olan, koltuğunu kaybetme korkusuyla gözü dönen, Saray Hükümeti’nin mecalsiz, kifayetsiz,
yönetme kabiliyetini yitirmiş başı, ekonomi konuşulmasın, yaklaşan felaket fark
edilmesin diye, ‘Kitleler, küçük yalanlardan çok büyük yalanların kurbanı
olurlar. Çarpıcı ölçüde arsız olan yalan, ardında her zaman izler bırakır.
Dünyanın tüm uzman yalancıları bunu bilir.’ diyen Hitler’in kitabında yazdığı
yalan taktiklerini uygulamaya çalışıyor. On parmağında on kara, rakibi Genel
Başkan’ımız Kemal Kılıçdaroğlu’na sürmeye kalkıyor. Sahte afişlerle, sahte
videolarla milleti kandırmaya çalışıyor. Bunların siyaseten, ellerinde kalan
tek sermaye arsızlıkları… Erdoğan ekranlara çıkıp, millete izlettikleri
videoların montaj olduğunu, muhalefeti karalamak için millete yalan
söylediklerini, açık açık itiraf ediyor. Aslında bu apaçık sahtekârlıktır. Buna
tevessül eden biri, artık bu ülkenin Cumhurbaşkanı olma kabiliyetini yitirmiştir.
Ve milletimiz şunu bilir: ‘Yalan ile yol alınmaz, yalan söyleyenle yola
çıkılmaz.’ İkinci turda artık herkesin maskesi düştü. Yalancıların yalanları
ortaya döküldüğüne, sahte muhalifler de sahneden çekildiğine göre, 28 Mayıs’ta
artık çok net bir seçim yapacağız. Bu seçim, hakikat ile derin kurgu arasında,
aydınlık ile karanlık arasında, millet için çalışanla bir avuç yanaşma, faiz
lobisi, dolar baronu için çalışan arasında olacak.” dedi.
ERDOĞAN MI,
KILIÇDAROĞLU MU?
Öztrak, “Bu seçimde milletimiz, iki aday arasında
kararını verecek. Bugüne kadar millete verdiği sözlerin hiç birini tutmayan,
müflis, metal yorgunu, yönetme kabiliyetini kaybetmiş, başarısız yönetici
Erdoğan mı? Yoksa daha iktidara gelmeden vatandaşa verdiği sözleri hükümete
zorla yaptırabilen, emeklinin bayram ikramiyesi almasını, EYT sorununun
çözülmesini, memura 3.600 ek göstergenin verilmesini sağlayan, gece gündüz
çalışıp millet için projeler üreten, ‘Kral değil, kural olmalı!’ diyen, ‘Sadakat
değil, bana liyakat lazım!’ diyen, kendi belediyelerinin yönettiği yerlerde,
vatandaşa verdiği her sözü tutan, Kemal Kılıçdaroğlu mu? Bu seçimde milletimiz,
nasıl bir ülkede yaşamak istediğine karar verecek. Eskiden çuvalla alınan
soğanın, artık taneyle alındığı, eskiden taneyle alınan karpuzun, artık dilimle
satıldığı, bir kilo etin 500-600 liraya, bir kalıp peynirin 200-300 liraya
çıktığı, vatandaş banka hesabındaki dövizi sıraya girmeden çekemediği, bankaya
gittiğinde kredi kapılarının yüzüne kapandığı, insanların bir somun ekmeğe
muhtaç olduğu, yorgun Erdoğan’ın yönetemediği bir ülkede mi? Yoksa millete
hizmet aşkıyla gece gündüz koşan, plan, program ve projeleriyle, içeride ve
dışarıda güveni sağlayacak, ekonomiyi önce feraha çıkaracak, sonra milleti
refaha kavuşturacak, Türkiye’yi dünyada yükselen yıldız yapacak, ‘Hak, hukuk,
adalet’ diyen, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönettiği bir ülkede mi? Bu seçimde,
milletimiz ülkeyi kimin nasıl yöneteceğine karar verecek. Ülkeyi, milyonlarca
sığınmacıyı, kaçağı ülkeye dolduran, bu ülkenin gençlerinin işlerini onlara
veren, ‘Sığınmacıları göndermeyeceğim’ diye bas bas bağıran, bu güzelim ülkeyi
yönetemeyerek, gençlerin, bırakın bir ev, bir arabayı, bir akıllı telefon
sahibi olma umudunu bile bitiren, vatanını çok sevmesine rağmen umudunu
yitirdiği için başka ülkelerde gelecek kurmayı seçen ve yetişmiş evlatlarımızın
arkasından ‘Giderlerse gitsinler.’ diyen, bu ülkenin gençlerini, evlatlarımızı
umursamayan Erdoğan mı? Yoksa, sığınmacıları iki yıl içinde ülkelerine geri
göndermeye, onların ellerinden aldığı işleri gençlerimize iade etmeye kararlı,
‘Gençlerimiz ülkelerine dönsün, hiçbir çocuk yatağa aç girmesin.’ diyen Kemal
Kılıçdaroğlu mu ülkeyi yönetecek? Karar ver! Yorgun yüzünü kat kat makyajla
gizlemeye çalışan, elini kaldıracak mecali bile olmayan, uzatılan bir bardak
suya korkuyla bakan, tüm dünyada, seçim öncesi rakipler televizyonlarda karşı
karşıya gelirken bizde, rakibinin karşısına çıkmaktan korkan Erdoğan mı? Bu
ülkenin gençleriyle el ele Hak, Hukuk, Adalet için Ankara’dan İstanbul’a
yürüyen, ‘Yiğitsen er meydanına gel, televizyonda karşıma çık, milletin
terazisinde tartılalım.’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu mu?” diye konuştu.
GENEL BAŞKAN’IMIZ
MEYDAN OKUDU!
Öztrak, açıklamasında, “Genel Başkan’ımız son TRT
konuşmasında Erdoğan’ın, ülkeyi milyonlarca düzensiz göçmenle nasıl
doldurduğunu, kahraman ordumuza kumpas kuranlara nasıl yol verdiğini, tek tek
anlattı. ‘Erdoğan benim karşıma çıkmaya cesaret edemez. Çünkü o da çok iyi
biliyor ki PKK’yla masaya oturan, gizli saklı müzakereler yürüten kendisidir.’
dedi. Dün de Erdoğan’a bir kere daha rest çekti. ‘Sadece görüştüğünü
söylemiyorum Erdoğan, sen teröristlerin hamisisin! Madem kanıt istiyorsun,
meydan okuyorum sana. Kendi televizyonun TRT’de, bu akşam, yarın ya da
Cumartesi günü çık karşıma. Senin teröristlerle işbirliği yapan bir namert olduğunu
herkese ispat edeceğim!’ diye meydan okudu. Ama Erdoğan ‘şöhret, möhret’ deyip
yine kaçtı. En son 21 yıl önce sen rahmetli Baykal’ın karşısına şöhret olmak
için mi çıktın? Bu şöhret meselesi değildir, bu iş cesaret meselesidir. Sen de
biliyorsun ki ne teröristlerle işbirliği yaptığına, ne ekonomiyi kimler için
viraneye çevirdiğine, ne de milletin tenceresini nasıl boşalttığına, cevap
veremezsin.” dedi.
BU POLİTİKALARIN
DEVAMI HALİNDE TÜRKİYE, KIZIL KARANLIK PAZARTESİYE UYANIR!
Öztrak, “Milletimiz çok büyük bir millettir. Devletimiz
çok büyük bir devlettir. Ekonomimizin potansiyeli çok yüksektir. Alınan her
tedbire büyük bir hızla cevap verir. Coğrafi konumumuz eşsizdir. Dünyanın
kalbindeki Türkiye’den 4,5 saatlik uçuş mesafesinde 1,5 milyarlık nüfusa, 58
ülkeye ve 21,5 trilyon dolarlık pazara erişmek mümkündür. İş insanlarımız her
türlü zorluğu aşabilir. Gerekirse dünyanın öbür ucuna ulaşır. Üretir,
geliştirir, ticaretini ahlakıyla yapar. Topraklarımız bereketlidir. Bu ülke
tarımın başladığı bastonu saplasan yeşertecek mümbit topraklar üzerine
kurulmuştur. Çiftçimiz, emekçimiz yoku var eder. Çiftçimiz alın teriyle,
gerekirse bozkırdan bir vaha yaratır. Ve en önemlisi nüfusumuz hala gençtir.
Gençlerimiz de taşı sıksa suyunu çıkartır. Türkiye’nin imkânları da,
potansiyeli de çok büyüktür. Bugün içinde olduğumuz kötü durumun, bir tek
sebebi vardır o da kötü yöneticilerdir. Ve korkarım Türkiye, bu politikaların
devamı halinde, kızıl karanlık bir pazartesiye uyanır, halimiz Arjantin’den
beter olur…” diye konuştu.
OYUNU KULLAN,
BAHARLAR GELSİN!
Benzer Haberler
- Vekil Yontar: “Tekirdağ, Yine CHP Belediyeciliği Dedi!”
- Erasmus Kapsamında Gönderilen 122 Bin 577 Euro Nerede?
- CHP Milletvekili Aygun: “Yerel Basının Nefesi Kesiliyor!”
- O Madde Metinden Çıkmadıkça, Tezkereye “Hayır” Denmeli!
- Tekli Öğretime Geçiş İçin, Tekirdağ’a 91 Okul Yapılması Gerekiyor!
- Genel Başkan Ümit Özdağ, “Bakanlık” Pazarlığı Yapmadı!
- CHP Sözcüsü Öztrak: "Öz Yurdunda Garip, Öz Yurdunda Parya!"
- Öztrak; ‘Deepfake’ Kumpası’nı, İletişim Başkanlığı’na Bağladı!
- Özcan: “Çorlu’yu, Büyük Hedeflerine Kavuşturacağız!”
- Ekrem İmamoğlu Coşkusu, Atatürk Meydanı’na Sığmadı!